Bilim ve Dünya
3/7/2025
Dünyanın en çok bilinen arkeolojik buluntuları arasında yer alan Lut Gölü Parşömenleri’nin yaşı, YZ destekli yeni bir analiz yöntemiyle yeniden değerlendirildi. Araştırmanın başyazarı Mladen Popović’e göre, bazı Tevrat elyazmalarının yaklaşık 2.300 yıl öncesine, yani muhtemel yazarlarının yaşadığı döneme tarihlendiği belirlendi. Sonuçlar, radyokarbon tarihlendirme ile YZ'nin birleştirildiği yeni bir analizle elde edildi. Bulgular, PLOS One dergisinde yayımlandı.
Parşömenler ilk olarak 1947 yılında, Lut Gölü yakınlarında rastlantı sonucu keşfedildi. Ardından 11 farklı mağarada, yüzlerce el yazmasına ait binlerce parça toplandı. Parşömenlerin büyük bölümü İbranice olarak parşömen ve papirüs üzerine yazılmıştı. Yaklaşık 1.000 elyazmasının biraz fazlası arasından, 200 kadarı Eski Ahit’e ait metinlerdir ve bunlar elimizdeki en eski İbranice Kutsal Kitap kopyalarıdır. Popović, “Lut Gölü Parşömenleri keşfedildiğinde son derece önemliydi çünkü antik Yahudilik ve erken Hristiyanlık anlayışımızı tamamen değiştirdi. Parşömenler, İncil’in tarih boyunca nasıl bir evrim geçirdiğini kültürel olarak inceleme imkanı sunan fiziksel, somut kanıtlar.” dedi.
Daha önce yapılan paleografik analizler, elyazmalarının MÖ 3. yüzyıl ile MS 2. yüzyıl arasına tarihlendiğini öne sürüyordu. Ancak yeni çalışmada bazı parçaların MÖ 4. yüzyılın sonlarına kadar uzanabileceği gösterildi. Popović, “Projemiz sayesinde bazı elyazmalarını MÖ 4. yüzyılın sonuna kadar tarihlendirmemiz gerektiği ortaya çıktı.” diyerek, bazı metinlerin önceki tahminlerden 100 yıla kadar daha eski olduğunu ifade etti.
Araştırmada, 1990’larda yapılan radyokarbon tarihlendirmelerinin ötesine geçildi. Popović’e göre, o dönem yapılan analizlerde kullanılan hint yağı gibi modern kimyasallar, ölçümlerde sapmaya neden olmuş olabilir. Araştırma ekibi, modern tekniklerle 30 elyazmasını yeniden tarihlendirdi ve çoğunun önceden düşünülenden daha eski olduğunu tespit etti. Sadece iki örneğin daha genç olduğu belirlendi.
Araştırmacılar daha sonra bu tarihlendirilmiş belgelerin yüksek çözünürlüklü görüntülerini kullanarak, Enoch adını verdikleri YZ sistemini eğitti. Ardından sistem, tarih bilgisi verilmeden kendisine sunulan yeni belgelerin yaşını %85 doğruluk oranıyla tahmin etti. Popović, “Bazı durumlarda, YZ tahmini karbon 14 analizinden daha dar bir tarih aralığı sundu.” ifadelerini kullandı.
Son aşamada Enoch, karbon tarihlendirmesi yapılmamış 135 farklı elyazmasının görüntüsüyle beslendi. Araştırma ekibi, sonuçların %79’unun “gerçekçi” olduğunu belirtti. Popović, bazı örneklerin 50 ila 100 yıl daha eskiye ait olduğunu söyledi. Örneğin, Daniel Kitabı’ndan bir bölümü içeren bir parşömenin, daha önce MÖ 2. yüzyıla tarihlendiği sanılıyordu. “Bu, orijinal yazarından bir kuşak sonrasına işaret ediyordu; şimdi ise karbon 14 analiziyle bu metni yazarın zamanına taşıyabiliyoruz.” dedi. Vaiz Kitabı’ndan bölümler içeren bir başka elyazması ise daha önce MÖ 175–125 dönemine tarihlendirilmişti; Enoch’un analizine göre bu aralık MÖ 300–240 yıllarına uzanıyor.
Popović, YZ sisteminin gelecekte karbon 14’ün yerini alabileceğini belirtti. “Karbon 14 analizinde, Lut Gölü Parşömeni’nden küçük bir parça kesmeniz gerekir ve o kısım sonsuza dek kaybolur. Enoch ile bu tür fiziksel müdahalelere gerek kalmıyor. Bu sadece ilk adım. Enoch’u daha da geliştirmek için pek çok olasılık var.”
Araştırmacılar, gelecekte yöntemin Süryanice, Arapça, Yunanca ve Latince gibi diğer eski metinler üzerinde de kullanılabileceğini düşünüyor.
Araştırmaya katılmayan bilim insanları da çalışmadan umut verici bulgular elde edildiğini dile getirdi. Birmingham Üniversitesi’nden Prof. Charlotte Hempel, YZ’nin karbon 14 yöntemine göre daha dar tarih aralıkları sunduğunu ve bu durumun daha yüksek doğruluk anlamına gelebileceğini söyledi: “YZ’nin sunduğu zaman aralıklarının karbon 14 ile uyumlu kalibrasyon sağlaması çok değerli. Bu, gerçekten heyecan verici.”
New York Üniversitesi’nden Prof. Lawrence H. Schiffman ise yeni yöntemin karbon 14 ile tarihlendirilmemiş metinler hakkında güvenilir bilgi verip veremeyeceğinin henüz net olmadığını belirtti. Yine de yaklaşımın önemli bir adım olduğunu vurguladı: “Bu yöntemle bazı elyazmalarının tarihlerinin gözden geçirilmesi, Lut Gölü Parşömenleri araştırmaları açısından çok değerli bir gözlem.”
Kentucky Üniversitesi’nden bilgisayar bilimcisi Prof. Brent Seales ise YZ sisteminin küçük veri setiyle de titizlikle çalıştığını ve gelecekte daha fazla örnekle doğruluğun artabileceğini ifade etti. “YZ, karbon 14 olmadan tahmin yürütmek için değerli bir araç olabilir. Bu zorlu alanda veri odaklı bir katkı sunan ekibi kutluyorum.”
Kaynak: https://edition.cnn.com/2025/06/07/science/dead-sea-scrolls-older-ai-carbon-dating