NASA, Ay’a 100 Kilovatlık Nükleer Reaktör Kurarak Çin ve Rusya’yla Rekabete Giriyor

NASA'nın geçici yöneticisi ve aynı zamanda ABD Ulaştırma Bakanı olarak görev yapan Sean Duffy, Ay yüzeyine yerleştirilecek hızlı inşa sürecine sahip bir nükleer reaktör planını açıklamaya hazırlanıyor. Duffy’nin bu hamlesi, göreve geldiğinden bu yana attığı ilk adım olma özelliği taşıyor ve NASA'nın bütçe kesintileri ile karşı karşıya olduğu kritik bir döneme denk geliyor.

Söz konusu yeni plan, Çin ve Rusya’ya karşı başlatıldığı ifade edilen “ikinci uzay yarışı”nda ABD’nin elini güçlendirmeyi hedefliyor. Medyada yer alan bilgilere göre, Duffy’nin reaktör planı 4 Ağustos Pazartesi günü kurum içi bir notla duyuruldu. Başkan Trump tarafından temmuz ayında NASA’ya geçici olarak atanan Duffy, göreve Jared Isaacman’ın adaylığının geri çekilmesinin ardından getirildi. İddialara göre söz konusu değişiklik, Isaacman’ın destekçisi Elon Musk ile yaşanan bir anlaşmazlık nedeniyle gerçekleşti.

NASA, uzun süredir Ay yüzeyinde stratejik bir nükleer enerji kaynağının öneminin farkında. Daha önce “Fission Surface Power Project” kapsamında 40 kilovatlık daha küçük bir reaktör geliştirilmesi planlanmıştı. Kapasitenin yaklaşık 33 haneye yetecek enerji sağladığı belirtilmişti. Yeni plan ise bu hedefi ileri taşıyor. 100 kilovatlık daha büyük bir reaktör için teklif çağrısı yapılması ve bu sistemin 2030 yılına kadar fırlatmaya hazır hale getirilmesi hedefleniyor.

Güneş enerjisinin Ay'da sınırlı olması nedeniyle, nükleer reaktörler sürdürülebilir insan varlığı için kritik önemde. Ay yüzeyinde yaklaşık 29,5 Dünya günü süren gece-gündüz döngüsü, her bir aydınlık ve karanlık dönemin 14 gün sürdüğü anlamına geliyor ve geleneksel güneş panelleri için büyük bir engel teşkil ediyor. Nükleer enerji ise günün her saati sabit güç sağlayarak yaşam destek sistemleri, yaşam alanlarının ısıtılması, bilimsel deneylerin yürütülmesi ve ekipmanların çalıştırılması gibi hayati görevleri kesintisiz biçimde yerine getirebiliyor.

Jeopolitik Endişeler ve “Girilmez Bölge” Riski

Yayınlanan direktif, ilk olarak Ay yüzeyine bir reaktör yerleştiren ülkenin belirli alanlarda diğer ülkelerin erişimini sınırlayacak bir “girilmez bölge” ilan edebileceği yönünde endişeleri de ortaya koyuyor. Bu durum özellikle Çin ve Rusya’nın ortaklaşa geliştirdiği Uluslararası Ay Araştırma İstasyonu (ILRS) projesi bağlamında önem taşıyor. İki ülke, istasyonu güçlendirmek amacıyla 2036 yılına kadar Ay’da bir nükleer enerji santrali kurmayı hedefliyor.

Eğer Çin ve Rusya, Ay’ın kutup gibi stratejik bir noktasında kalıcı enerji kaynağını ilk kuran taraf olursa, konumu bir avantaj haline getirerek diğer ülkelerin kaynaklara erişimini sınırlayabilecek bir alan oluşturabilirler.

Trump yönetiminin 2026 bütçesinde yer alan öncelikler de bu hedefle örtüşüyor. İnsanlı uzay uçuşları için fonlar artırılırken, özellikle bilimsel görevler için ayrılan bütçede yaklaşık %50’lik bir kesinti öngörülüyor. Bahsi geçen yaklaşım, Ay’a ve ardından Mars’a dönüşü stratejik bir öncelik haline getiriyor.

Yayınlanan direktif, NASA’nın nükleer reaktör projesi için derhal bir lider atamasını ve sektör temsilcilerinden 60 gün içinde geri bildirim toplamasını zorunlu kılıyor.

Kaynak: https://interestingengineering.com/energy/nasa-could-deploy-moon-reactor-2030