Bilim ve Dünya
26/9/2025
En acımasız ve yıkıcı hastalıklardan biri olan Huntington hastalığı ilk kez başarıyla tedavi edildi. Genetik olarak nesilden nesile geçen hastalık beyin hücrelerini öldürüyor ve demans, Parkinson ile motor nöron hastalığının birleşimine benzer belirtiler gösteriyor. Araştırma ekibi, verilerin hastalığın ilerlemesini %75 oranında yavaşlattığını açıklarken duygusal anlar yaşadı. Prof. Sarah Tabrizi, BBC’ye yaptığı açıklamada “Bir yılda beklediğimiz gerileme artık dört yılda olacak, bu da hastalara on yıllarca kaliteli yaşam sunacak.” dedi. Yeni tedavi, 12 ile 18 saat süren hassas bir beyin ameliyatı sırasında uygulanan bir gen tedavisi türü. Huntington hastalığının ilk belirtileri genellikle 30’lu veya 40’lı yaşlarda ortaya çıkıyor ve hastalık genellikle iki on yıl içinde ölümle sonuçlanıyor. Bu da daha erken tedavilerin semptomların hiç ortaya çıkmasını engelleyebileceği ihtimalini gündeme getiriyor. Prof. Tabrizi, elde edilen sonuçları “muhteşem” olarak nitelendirerek “Klinik ilerlemenin %75 oranında yavaşlamasını en çılgın hayallerimizde bile beklemezdik.” dedi.
Kimliği açıklanmayan deneklerden biri, tedavi öncesinde sağlık sorunları nedeniyle emekliye ayrılmışken işine geri döndü. Bazı katılımcılar ise artık tekerlekli sandalyeye ihtiyaç duymaları beklenirken hâlâ yürüyebiliyor fakat tedavinin çok pahalı olması bekleniyor. Yinede hastalığın en üretken çağında insanları hedef aldığı ve aileleri yıktığı düşünüldüğünde, gelişme gerçek bir umut ışığı oldu.
Jack May-Davis’in ailesinde Huntington hastalığı yaygın. Jack’in babası Fred ve büyükannesi Joyce da dahil olmak üzere, kusurlu geni taşıyan birçok aile üyesi vardı. Fred’in ilk belirtileri 30’larının sonunda başladı; davranışlarında ve hareketlerinde değişiklikler görüldü. Yıllar içinde durum kötüleşti ve tam zamanlı palyatif bakım gerektirdi. 2016’da, 54 yaşında yaşamını yitirdi. Bugün 30 yaşında olan Jack, hukuk bürosunda katiplik yapıyor ve kısa süre önce Chloe ile nişanlandı. O da genetik test sonucu hastalığın kusurlu genini taşıdığını öğrendi ve UCL’deki araştırmalara katıldı ama bugüne dek kaderini babasıyla aynı kabul ediyordu. Yeni gelişme hakkında “Kesinlikle inanılmaz.” diyen Jack, “Açıkçası bunaltıcı, ama geleceğe daha parlak bakabiliyorum. Hayatımın çok daha uzun olabileceğini düşünmeme izin veriyor.” sözlerini sarfetti.
Huntington hastalığı, DNA’daki huntingtin geni adlı bölümdeki hata nedeniyle ortaya çıkıyor. Eğer ebeveynlerden biri hastaysa, çocuğun kusurlu geni alma ve hastalığı geliştirme olasılığı %50. Mutasyon, normalde beyin için gerekli olan huntingtin proteini yerine nöronları öldüren toksik bir protein üretiyor. Tedavinin amacı, zehirli proteinin seviyesini tek dozla kalıcı olarak düşürmek. Geliştirilen terapi, gen tedavisi ile gen susturma teknolojilerini birleştiriyor. Tedavi, genetik olarak değiştirilmiş güvenli bir virüsle yapılıyor. Virüs, beynin kaudat çekirdek ve putamen bölgelerine mikrokateter aracılığıyla, gerçek zamanlı MRI görüntüleme eşliğinde 12–18 saat süren cerrahi operasyonla enjekte ediliyor. Virüs hücrelere girince yeni DNA parçacığını taşıyor ve hücreler kendi kendilerini koruyacak tedaviyi üretmeye başlıyor. Bu sayede hücreler, mutant huntingtin proteini için DNA’dan gönderilen talimatları engelleyen küçük bir RNA parçası (mikroRNA) üretiyor. Sonuç olarak beyindeki mutant protein seviyesi düşüyor.
uniQure tarafından yapılan açıklamaya göre, 29 hasta üzerinde gerçekleştirilen denemeler üç yıl sürdü. Sonuçlar, bilişsel yetenekler, motor fonksiyonlar ve günlük yaşam aktivitelerini kapsayan ölçümlerde hastalığın ilerlemesinde ortalama %75 yavaşlama olduğunu gösterdi. Beyin hücrelerinin kurtarıldığına dair bulgular da var. Normalde hastalık ilerledikçe omurilik sıvısındaki nörofilament seviyeleri üçte bir artmalıydı, fakat tedavi sonrası bu seviyeler başlangıç değerinden daha düşük çıktı. Prof. Ed Wild, “Beklediğimiz sonuç buydu. Böyle bir etkiyi görmek nefes kesici. Bunun mümkün olduğunu bilmek inanılmaz duygusal bir an” dedi. Ayrıca “Bunun aileler üzerinde yaratabileceği etkiyi düşününce biraz gözlerim doluyor.” ifadelerini kullandı. Tedavi güvenli kabul edildi ancak bazı hastalarda virüsün neden olduğu iltihaplanma sebebiyle baş ağrısı ve kafa karışıklığı görüldü. Söz konusu sorunlar ya kendiliğinden çözüldü ya da steroid tedavisiyle giderildi. Prof. Wild, tedavinin ömür boyu sürebileceğini düşünüyor çünkü beyin hücreleri diğer organlar gibi sürekli yenilenmiyor.
Yaklaşık 75.000 kişi İngiltere, ABD ve Avrupa’da Huntington hastalığı ile yaşıyor, yüz binlerce kişi de mutasyonu taşıyor. UniQure, 2026’nın ilk çeyreğinde ABD’de ruhsat başvurusu yapmayı ve yılın sonunda ilacı piyasaya çıkarmayı planlıyor. İngiltere ve Avrupa ile görüşmeler ise 2026’da başlayacak. UniQure’un medikal direktörü Dr. Walid Abi-Saab, sonuçlar için “inanılmaz heyecan verici” ifadesini kullandı ve tedavinin “Huntington hastalığını kökten dönüştürme potansiyeline sahip” olduğunu belirtti. Yüksek maliyet ve karmaşık ameliyat nedeniyle tedavi herkese uygulanamayacak. Gene terapiler genellikle pahalı olsa da uzun vadeli etkileri onları daha erişilebilir hale getirebiliyor. İngiltere’de NHS, hemofili B için hasta başına 2,6 milyon sterlin maliyetli gen terapisini karşılıyor.
Prof. Tabrizi, tedavinin yalnızca bir başlangıç olduğunu söyleyerek “gerçekten cesur” gönüllülere teşekkür etti. Şimdiden, henüz semptom göstermeyen ancak genetik olarak riski taşıyan gençlerle çalışmaya başladığını ve önleyici bir deneme planladığını açıkladı.