Bilim ve Dünya
9/5/2025
Tokyo Üniversitesi’nden araştırmacılar, geleneksel testlerin ötesine geçen hassasiyetle diyabet riskini belirleyen yeni bir algoritma geliştirdi.
Yeni geliştirilen bir giyilebilir teknoloji sayesinde kan şekeri takibi artık acı verici iğne deliklerine ihtiyaç duymadan yapılabiliyor. Tokyo Üniversitesi’nden bilim insanları tarafından yürütülen çığır açıcı bir çalışmada, sürekli glikoz izleme (CGM) teknolojisi ile entegre edilen ileri seviye bir algoritmanın, diyabet riskinin erken evrelerini tespit etmede klasik kan testlerine göre çok daha hassas sonuçlar sunduğu gösterildi.
“Geleneksel diyabet testleri faydalı olsa da, fizyolojik koşullar altındaki glikoz düzenlemesinin dinamik doğasını yansıtmaz.” ifadelerini kullanan Profesör Shinya Kuroda, yeni yaklaşımın sağladığı avantajlara dikkat çekti.
Araştırmacılar, daha konforlu ve ulaşılabilir bir ölçüm yöntemi olarak, gerçek zamanlı olarak glikoz dalgalanmalarını takip edebilen giyilebilir CGM cihazlarını temel alan bir yaklaşım geliştirdi. Bu sistem, günlük yaşamdaki glikoz hareketlerini detaylı şekilde izleyerek, vücudun glikoz düzenleme kapasitesini analiz etmeyi mümkün kılıyor.
Toplam 64 katılımcının dahil edildiği çalışmada, herhangi bir diyabet geçmişi bulunmayan bireyler hem bu cihazlarla izlendi hem de oral glikoz tolerans testi (OGTT) ile klemp testlerine tabi tutuldu. Testler, insülin hassasiyeti ve glikoz metabolizmasını değerlendirmek için yaygın olarak kullanılan referans yöntemler arasında yer alıyor.
Elde edilen veriler, bağımsız bir veri seti ve hesaplamalı modelleme aracılığıyla doğrulandı.
Elde edilen analizler, CGM verilerinden hesaplanan AC_Var isimli glikoz dalgalanma ölçütünün, gelecekteki diyabet riskinin belirlenmesinde kullanılan “dispozisyon indeksi” ile yüksek düzeyde ilişkili olduğunu ortaya koydu. AC_Var’ın glikozun standart sapma değeriyle birlikte kullanıldığı model, geleneksel göstergeler olan açlık kan şekeri, HbA1c ve OGTT’ye kıyasla, erken glikoz bozukluklarını daha isabetli şekilde saptadı.
“CGM verilerini yeni algoritmamızla analiz ederek, standart tanı testleri tarafından ‘normal’ olarak sınıflandırılan bireylerde bile glisemik kontrol bozukluğu tespit ettik.Bu da sorunları çok daha erken tespit edebileceğimiz anlamına geliyor ve diyabet teşhis edilmeden önce önleyici müdahale fırsatları yaratıyor.” diyen Kuroda, erken müdahale olanağının önemini vurguladı.
Ayrıca geliştirilen yöntem, yalnızca diyabetin değil, koroner arter hastalığı gibi komplikasyonların öngörülmesinde de geleneksel testlerin önüne geçiyor.
Teknolojinin yaygınlaşmasını kolaylaştırmak amacıyla, araştırma ekibi kullanıcı dostu bir web uygulaması da tasarladı. Platform sayesinde hem bireyler hem de sağlık profesyonelleri CGM temelli risk indekslerini kolaylıkla hesaplayabiliyor ve olası riskler hakkında erken aşamada bilgi sahibi olabiliyor.
“Temel hedefimiz, yaygın diyabet taraması için pratik ve erişilebilir bir araç sunmak,” diyen Kuroda, sözlerini şu şekilde tamamladı: “Glikoz düzenleme anormalliklerinin erken tespitiyle hastalığın başlangıcını önlemeyi ya da geciktirmeyi ve uzun vadeli komplikasyonları azaltmayı umuyoruz.”
Kaynak: https://interestingengineering.com/health/wearable-tech-spots-diabetes-ris