Yapay Zeka
11/7/2025
Danimarka hükümeti, vatandaşları deepfake (derin sahte) görüntülerden korumak amacıyla bireylerin kendi suretleri üzerindeki kontrolünü artırmayı hedefliyor. Bu doğrultuda telif hakkı yasasında yapılması planlanan öncü bir değişiklikle, kişilere sosyal medya platformlarından dijital sahtekarlık içeren içeriklerin kaldırılmasını talep etme hakkı tanınacak.
Yapay zeka teknolojisi kullanılarak gerçek kişilere ait gibi görünen son derece gerçekçi görüntü, video veya ses üretilebilen deepfake sistemleri hızla gelişiyor ve bu içeriklerin tespit edilmesi her geçen gün daha da zorlaşıyor. Dünya genelinde ve ABD'de yetkililer, söz konusu teknolojiyi düzenlemeye çalışmak amacıyla yeni kurallar getirmekte. Söz konusu sistemlerin bazı meşru kullanım alanları olsa da, rızaya dayanmayan pornografi, dolandırıcılık ve dezenformasyon üretimi gibi kötüye kullanım biçimleri de hızla yayılmış durumda.
Mevcut yasal düzenlemeler, çoğunlukla ceza kanunları çerçevesinde bu zararlarla mücadele etmeye yönelik hazırlanıyor. Ancak Danimarka’nın sunduğu yasa teklifi, uzmanlara göre farklı bir yaklaşım içeriyor. Teklif, telif hakkı yasasının değiştirilerek, bir kişinin izni olmadan oluşturulmuş deepfake görüntülerinin paylaşılmasını yasa dışı hale getirmeyi amaçlıyor.
Danimarka Kültür Bakanı Jakob Engel-Schmidt, “Teknoloji mevcut mevzuatımızın önüne geçti.” diyerek bu yasanın dijital çağda kişisel mahremiyetin sınırlarının test edildiği bir dönemde “temel hakları güvence altına alma” girişimi olduğunu ifade etti.
Tasarıyı destekleyenler, önerilen yasal düzenlemenin Avrupa Birliği için bir örnek teşkil edebileceğini umuyor. Danimarka, şu anda AB Konseyi Dönem Başkanlığı görevini yürütüyor. Tasarı bu hafta kamuoyunun görüşüne sunuldu. Ülkedeki çoğu siyasi parti tarafından desteklenen teklifin, yıl sonunda Danimarka Parlamentosu’nda görüşüldükten sonra yasalaşması bekleniyor.
Engel-Schmidt, tasarının yürürlüğe girmesiyle bireylerin “kendi seslerine, kendi yüz özelliklerine sahip olma hakkı” elde edeceğini ve “bunların kimse tarafından izinsiz kopyalanamayacağını” söyledi.
Danimarka hükümeti, deepfake teknolojisine karşı mevcut yasal yaklaşımın, yalnızca pornografi veya yanlış bilgi gibi belirli kötü niyetli kullanımları hedeflediğini ve bu nedenle savunma pozisyonuna zorlandığını savunuyor. Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte ortaya çıkabilecek yeni zarar biçimlerinin önüne geçmek için daha kapsayıcı bir yasal çerçeve gerektiği düşünülüyor.
Yeni yasa, pek çok deepfake içeriğinin yalnızca varlığını bile, kişinin kendi suretini manipülasyondan koruma hakkının ihlali olarak tanımlayacak şekilde tasarlanıyor. Özgür ifade hakkını korumak amacıyla hiciv ve toplumsal eleştiri gibi içerikler yasa kapsamı dışında tutulacak.
Yapay zeka ve deepfake konularında uzman olan Henry Ajder, teklif edilen düzenleme için “zarar odaklı değil” ifadesini kullandı. Ajder, “Bu yasa, ‘şu belirli zararı hedefliyoruz’ demiyor.” diyerek “Sentetik çağda kimlik kavramına nasıl yaklaştığımızı tanımlamaya çalışıyor.” yorumunda bulundu.
Ajder ile birlikte birçok uzman, Danimarka’nın yaklaşımını diğer ülkelerden farklı bulduklarını belirtirken, yasanın nasıl uygulanabileceğine dair bazı sorular da gündeme getirdi.
Deepfake tespiti hizmeti sunan Sensity AI şirketinin COO’su Francesco Cavalli, yaptığı açıklamada “Bu, başka hiçbir ülkenin henüz denemediği yepyeni bir yaklaşım.” ifadesini kullandı. Ancak Cavalli, bazı potansiyel sınırlamalara da dikkat çekti. Teklifi, 2018 yılında yürürlüğe giren ve dijital mahremiyet alanında önemli bir adım olarak görülen ancak beklentileri karşılamakta zorlanan Avrupa Birliği Genel Veri Koruma Tüzüğü (GDPR) ile kıyasladı.
Cavalli, “Danimarka yeni bir hak tanıyor olabilir ama bunu uygulamak için gereken mekanizmalar yavaş, zahmetli ya da tutarsız olursa, gerçek dünyadaki etkisi sınırlı kalabilir.” diyerek “Yaptırım olmadan çıkarılan bir düzenleme, bir koruma değil yalnızca bir sinyaldir.” ifadesini kullandı.
Tasarı, sosyal medya şirketlerine uygunsuz deepfake içeriklerini kaldırma sorumluluğu getiriyor. Kullanıcıları doğrudan cezalandırmayı öngörmeyen yasa, içerikleri kaldırmayan platformlara ise para cezası uygulanacağını öngörüyor. Danimarka Kültür Bakanlığı, durumu e-posta yoluyla doğruladı.
TikTok ve Meta’ya bağlı olan Facebook ile Instagram, teklif hakkında yorum yapmayı reddetti.
Bazı uzmanlar, Danimarka yasa tasarısının tanım açısından muğlak olduğunu düşünüyor. Özellikle deepfake içeriklerin ne olduğuna dair resmi ve ortak bir tanım bulunmadığına dikkat çekiliyor. Hiciv gibi muafiyetler için de nesnel bir ölçüt olmaması, kullanıcıların mahkemelere başvurmak zorunda kalmasına neden olabilir. Kültür Bakanlığı, bu konuda da olası belirsizlikleri kabul etti.
Son olarak, söz konusu yasa yalnızca Danimarka topraklarında geçerli olacak. Bu da küresel düzeyde faaliyet gösteren kötü niyetli aktörlerin yerel yasalara göre araştırılıp yargılanmasını oldukça zorlaştırıyor. Cavalli, “Kötü niyetli aktörler küresel çapta faaliyet gösteriyor, bu da yerel düzeyde soruşturma ve cezalandırmayı son derece zor hale getiriyor.” dedi.
Kaynak: https://www.nytimes.com/2025/07/10/world/europe/denmark-deepfake-copyright-ai-law.html