Bilim ve Dünya
22/9/2025
Colossal Biosciences, dünyanın ilk tür canlandırma (de-extinction) şirketi olarak, dodo kuşunun yeniden hayata döndürülmesine bir adım daha yaklaştıran önemli bilimsel ilerlemeler ve yeni finansman başarıları açıkladı. Şirketin Kuş Genetiği Grubu, tarihte ilk kez güvercin primordial germ hücrelerini (PGC’ler) uzun süreli büyütmeyi başardı. Bu gelişme, dodo projesinin ilerlemesinde kritik bir dönüm noktası olarak tanımlandı. Ayrıca Colossal, USIT, Bob Nelsen ve Peter Jackson’ın katılımıyla 120 milyon dolarlık ek fon sağladığını duyurdu. Şirketin toplam C Serisi yatırımı 320 milyon dolara ulaştı ve kuruluşundan bu yana toplanan fon miktarı 555 milyon doları geçti. Son yatırım turuyla birlikte Colossal’ın değerlemesi 10,32 milyar dolar seviyesine çıktı.
Moa’nın canlandırılmasıyla ilgili açıklamanın ardından gelen bu yeni finansman, Colossal’ın Kuş Genetiği Grubu’nun genişlemesine olanak tanıyor. Grup, dodo ve nesli tükenmekte olan diğer kuş türleri için taşıyıcı olabilecek genetiği düzenlenmiş tavuk sürüleri kurdu ve egzotik güvercinler için yeni genom kaynakları geliştirdi. Bu gelişmeler, dodo projesini hızlandırmakla birlikte kuşlarda biyolojik çeşitlilik koruma çalışmalarını da ileriye taşıyor. Colossal, kuş PGC kültür teknolojisini tavuk ve kazların ötesine geçirerek kuş üreme biliminde yeni bir alan açtı.
Şirket ayrıca, Mauritius Dodo Danışma Komitesi’ni kurdu. Mauritius kültürüyle derin bağları olan uzmanlardan oluşan bu kurul, Colossal’ın yerel koruma çalışmalarına yön verecek ve dodo için yeniden doğaya kazandırma (rewilding) programı geliştirilmesine katkı sağlayacak.
Colossal CEO’su ve kurucu ortağı Ben Lamm, şu açıklamayı yaptı: “Kuş ekibimizin güvercin primordial germ hücrelerinin uzun süre yaşamasını sağlayan kültür koşullarını türetmesi, dodo’nun canlandırılması açısından büyük bir ilerleme. Bu gelişme, Colossal’ın tür canlandırma teknolojisine yaptığı yatırımların keşifleri nasıl hızlandırdığını ve hem canlandırma hem de koruma çalışmalarımız için araçlar geliştirdiğini ortaya koyuyor. Moa projemize gösterilen küresel ilginin ardından, bu yeni sermaye girişi altyapımızı genişletmemize ve kuş genom ekibimizi büyütmemize yardımcı olacak. Böylece yalnızca moa projesini hızlandırmakla kalmayıp, dodo üzerindeki ilerlememizi de sürdüreceğiz.”
Herhangi bir türün yeniden canlandırılması, genetik olarak düzenlenmiş bir hücrenin yaşayan bir organizmaya dönüştürülmesini gerektiriyor. Memelilerde bu süreç, yaygın olarak bilinen klonlama yani somatik hücre nükleer transferi ile gerçekleşiyor. Ancak kuşlarda durum farklı: Yumurtaların büyüklüğü, opak yapısı ve embriyo gelişmeye başladıktan sonra yumurtlanmaları nedeniyle kuşları klonlamak mümkün değil. Bu nedenle genetik düzenlemelerin bir sonraki nesle aktarılması için farklı bir teknoloji gerekiyor. Bu yöntem, PGC’lerin kültüre edilip düzenlenmesini içeriyor. Düzenlenen PGC’ler, sonraki kuş nesillerinde sperm ve yumurtaya dönüşüyor.
Colossal’ın son başarısına kadar, PGC kültürü yalnızca tavuk ve kazlarla sınırlıydı. Bugün şirket, güvercinlerde PGC kültüründe bir ilki başardığını duyurarak, yaklaşık 300 yıl sonra dünyadaki ilk dodo’nun yaratılması yolunu açtı.
Colossal’ın Kuş Türleri Direktörü Anna Keyte, şöyle dedi: “İlk hücre kültürü tarifi tavuk PGC’leri içindi ve yaklaşık 20 yıl önce yayımlandı. Ne yazık ki bu tarif, bıldırcın gibi yakın türler de dahil olmak üzere hiçbir kuş türünde işe yaramadı. Colossal’ın güvercinler için geliştirdiği tarif, kuş üreme teknolojilerini dramatik biçimde genişletti ve dodo çalışmalarımızın temelini oluşturdu.”
Colossal ekibi, protokolü geliştirmek için 300’den fazla büyüme faktörü, küçük molekül ve metabolit kombinasyonu test etti. PGC’ler iki aydan fazla süredir gelişmeye devam ediyor ve 35 saatlik bir ikiye katlanma hızına sahip. Hücreler, taşıyıcı embriyolara enjekte edildiğinde gonadlara başarıyla göç ederek PGC olarak işlev gördüklerini kanıtladı. Araştırma detayları bioRxiv’de ön baskı olarak yayımlandı ve hakemli inceleme için gönderildi.
Söz konusu teknoloji, yalnızca dodo için değil, Mauritius pembe güvercini gibi nesli tükenme tehlikesi altındaki türler için de yeni koruma yolları sunuyor. PGC kültürü, müze örneklerinden alınan verilerle kaybolmuş genetik çeşitliliğin geri kazandırılmasını, hastalığa dayanıklı hücre dizilerinin üretilmesini ve gelecekteki genetik kayıplara karşı biyobankacılık yapılmasını mümkün kılıyor. Colossal’ın Baş Bilim Sorumlusu Beth Shapiro konuyla ilgili, “Güvercin primordial germ hücrelerinin kültürlenmesindeki bu atılım, kuş koruma çalışmalarında dönüştürücü bir araçtır. Bu protokolleri geliştirerek biyobankacılık kapasitesini güçlendiriyor ve nesli tehlikede olan türler için genetik kurtarma olasılıklarını açıyoruz.” dedi.
Düzenlenmiş PGC’lerin üretilmesi, genetik olarak değiştirilmiş kuşlar yaratmak için yalnızca ilk adımı oluşturuyor. Düzenlenmiş PGC’ler, gelişmekte olan civciv embriyolarına enjekte ediliyor. Civcivler çıktığında kimerik oluyor; yani vücut hücreleri normal genomu taşırken, üreme hücreleri düzenlenmiş genetik bilgiyi içeriyor. Erişkinliğe ulaştıklarında, bu kimerik civcivler düzenlenmiş genleri yeni nesillere aktarabiliyor.
Colossal, bu aşamayı da başarıyla tamamladığını açıkladı. Şirketin kuş kolonisi kurmasından yalnızca altı ay sonra, gen düzenlenmiş germ hücrelerine sahip civcivler elde edildi.
Şirket, dodo’nun en yakın yaşayan akrabası olan Nicobar güvercinini donör genom olarak kullanıyor. Teksas’ta bu güvercinlerden oluşan bir koloni kuruldu ve yumurtalarından fibroblast kültürleri ile ilk Nicobar PGC’leri elde edildi. Bu PGC’ler, Colossal’ın geliştirdiği yeni kültür ortamında büyütülüyor. Ayrıca şirket, biyolojik örneklerin ithalat ve ihracatı için gerekli tüm ABD izinlerini aldı.
Aynı zamanda Colossal, kendi germ hücrelerini üretmeyen genetiği düzenlenmiş tavuklar geliştiriyor. Böylece, düzenlenmiş Nicobar güvercin PGC’leri bu tavuklara aktarılabilecek ve tavuklar güvercin germ hücrelerini taşıyacak. Teorik olarak, bir tavuk bir güvercin yumurtası bırakabilir. Bu yöntem, dodo’nun geri dönüşü için temel adımlardan biri olarak görülüyor.
Colossal, dodo’nun genetik özelliklerini anlamak için yüksek kaliteli yeni genom kaynaklarını da duyurdu. Bu kaynaklar, Nicobar güvercini genomunun dodo genomuna dönüştürülmesinde yapılacak genetik düzenlemelerin belirlenmesine yardımcı olacak.
Ekip, üç türün genom dizilimini tamamladı: dişli güvercin (manumea), Rodrigues solitaire ve Nicobar güvercini. Kritik derecede tehlike altındaki dişli güvercin, Samoa ormanlarında yaşıyor ve son fotoğrafı 2013’te çekilmişti. Kaliforniya Üniversitesi Santa Cruz Paleogenomik Laboratuvarı ve Harvard Üniversitesi Zooloji Müzesi işbirliğiyle, korunmuş bir deri örneğinden referans genom dizilimi oluşturuldu.
Ayrıca Colossal ekibi, yalnızca Rodrigues Adası’nda yaşamış, dodo’nun kardeş türü olan Rodrigues solitaire için genom dizilimi yaptı. Londra Doğa Tarihi Müzesi’nden paleontolog Julian Hume, “Solitaire, dodo’ya birçok yönden benzeyen ama davranışsal ve fiziksel olarak farklı, büyük bir uçamayan kuştu. Colossal’ın genomu, bu iki kuş arasındaki genetik farklılıkları ortaya koyacak ve dodo’yu benzersiz yapan DNA dizilerini belirleyecek.” dedi.
Son olarak, Nicobar güvercini için en yüksek kaliteli genom üretildi. Kısa ve uzun okuma teknolojilerinin birleştirilmesiyle elde edilen bu veriler, NCBI veritabanında erişime açıldı ve bulgular Journal of Heredity dergisinde hakemli inceleme sonrası yayımlandı.
Colossal Kuş Genetiği Direktörü Anna Keyte, “Kuş üreme teknolojilerinde elde edilen ilerlemeler gibi bu genom kaynakları da çalışmalarımız için geniş kapsamlı sonuçlar doğuracak. Genetik veriler, hangi gen düzenlemelerine öncelik vereceğimizi belirlememize yardımcı olurken, aynı zamanda türler giderek azaldıkça neleri kaybettiğimizi anlamamızı da sağlıyor.” ifadelerini kullandı.