Sürdürülebilirlik
23/7/2025
Coldplay geçtiğimiz hafta sonu Stanford Stadyumu’nda sahneye çıktığında, göz alıcı ışık gösterisinin yanı sıra bir başka enerji kaynağı da devredeydi. Sahne arkasında, Avustralya merkezli girişim Kardinia Energy tarafından geliştirilen 550 metrekarelik ince film tipi esnek güneş panelleri, grubun küçük C sahnesi ve çeşitli arka alan ekipmanları için kullanılan bataryaları sessizce şarj ediyordu.
Organik, mürekkep bazlı fotovoltaiklerden oluşan bu kurulum, şimdiye dek canlı bir etkinlikte kullanılan en büyük taşınabilir güneş enerjisi sistemlerinden biri olarak öne çıktı.
PV Magazine’e verdiği röportajda Kardinia CEO’su ve kurucu ortağı Anthony Letmon, birkaç yıl önce grubun kendilerine bir görev verdiğini anlattı: “Tüm dünyayı dolaşan bir turneye uyum sağlayacak ve birkaç saat içinde kurulabilecek bir güneş enerjisi sistemi tasarlayın.”
Kardinia, geleneksel panelleri modifiye etmek yerine, şarap etiketi basımında kullanılan bir endüstriyel yazıcıyı dönüştürerek, geri dönüştürülebilir plastik yüzeyler üzerine karbon bazlı yarı iletken mürekkeplerle kaplama yapabilen bir üretim hattı geliştirdi. Sonuç olarak ortaya çıkan film, metrekare başına yalnızca 300 gram ağırlığında; poster gibi rulo yapılabiliyor, taşıma kutularına sığıyor ve sadece iki kişilik bir ekip tarafından birkaç bağlama aparatıyla kolayca kurulabiliyor.
PV Magazine’e göre Stanford’daki kurulum iki saatten kısa sürdü ve gerekli tüm bataryalar şarj edildi; ancak toplam enerji üretimiyle ilgili sayısal veriler henüz açıklanmadı.
Coldplay, bu teknolojiyi 18 aydır sahada deniyor. Küçük ölçekli denemelerle başlayan süreç, son olarak tam stadyum ölçeğinde test aşamasına ulaştı. Letmon, Kuzey Amerika’daki ilk gösterimin yalnızca enerji üretimini değil, aynı zamanda panellerin zorlu turne temposundaki dayanıklılığını ve taşınabilirliğini değerlendirmek için tasarlandığını belirtti.
“24 ila 48 saat içinde küçük bir ordu gösteriyi kuruyor; bunu izlemek başlı başına büyüleyici.” diyen Letmon, “Biz de sistemlerimizin bu yapıya nasıl entegre olacağını çözmek zorundaydık.” ifadelerini kullandı. Panellerin hafifliği ve esnekliği, geleneksel silikon panellerin kullanılamadığı hafif çatı yapıları, eğimli cepheler veya afet yardımı amaçlı geçici barınaklar gibi birçok farklı yüzeyde kullanılmalarına olanak tanıyor.
Organik fotovoltaik sistemler, metrekare başına enerji verimliliği açısından silikon bazlı panellerin gerisinde kalsa da, Kardinia’ya göre sundukları ultra düşük ağırlık, hızlı kurulum ve geri dönüşüm kolaylığı gibi avantajlar sayesinde silikonun ulaşamadığı yeni pazarlara erişim imkanı sağlıyor.
Plastik yüzeyler şirketin tesislerinde tamamen geri dönüştürülebiliyor ve bu da geleneksel güneş panellerinin karşılaştığı atık sorunlarını ortadan kaldırıyor. Ömürleri daha kısa olsa bile, Kardinia’nın Avustralya’daki saha testlerinde paneller dört yıldır çalışmaya devam ediyor. Letmon, ayrıca, “Esnek panellerin kendini amorti etmesi için çok uzun bir ömre ihtiyacı yok.” dedi.
Kaynak: https://interestingengineering.com/energy/coldplays-stanford-show-test-bed-for-printed-solar