Dünyanın En Büyük Nükleer Atık Tesisi, Radyoaktif Materyali Cam Hâline Getirmeye Başladı

Washington eyaletindeki Hanford Sahası’nda radyoaktif atıkların cama dönüştürülmesi için çalışmalar resmen başladı. Bechtel, Atık İşleme ve Sabitleme Tesisi’nde (Waste Treatment and Immobilization Plant, WTP) nükleer vitrifikasyon operasyonlarını başlattı. Bu gelişme, Hanford bölgesindeki eski tank atıklarının uzun vadeli çevresel risklerini azaltma yönünde kritik bir adım olarak görülüyor.

Vitrifikasyon süreci, sızdıran yer altı tanklarından çekilen atığın katkı maddeleriyle karıştırılmasını ve daha sonra 2.000 Fahrenheit derecenin üzerine kadar ısıtılmasını içeriyor. Bu işlem, radyoaktif atığı fiziksel olarak sabitleyerek güvenli saklamaya uygun cama dönüştürüyor.

Çevresel Riskleri Azaltan Aşama

Bechtel Nükleer, Güvenlik ve Çevresel İşler biriminin Başkanı Dena Volovar, sürecin önemini şu sözlerle anlattı: “Bu aşama, pek çok kişinin paylaştığı bir vizyonun gerçeğe dönüşmesini temsil ediyor. Onlarca yıllık ekip çalışmasını, yeniliği ve ülkenin en karmaşık çevresel sorunlarından birini, güvenli ve kalıcı şekilde, çözmek için müşterimizle kurduğumuz ortaklığı yansıtıyor.” Volovar sözlerine şöyle devam etti: “Enerji Bakanlığı, Washington eyaleti, sendikal iş ortaklarımız, yerel tedarikçilerimiz, taşeronlarımız ve dünya çapında bilimsel uzmanlarla birlikte vitrifikasyonu Hanford’da gerçeğe dönüştürdük. Columbia Nehri’ni, çevredeki toplulukları ve gelecek nesilleri korumak için ileriye dönük önemli bir adım bu.”

Bechtel, WTP’yi Amerika Birleşik Devletleri Enerji Bakanlığı (Department of Energy, DOE) için tasarladı, inşa etti ve devreye aldı. Şirketin basın açıklamasına göre vitrifikasyon sürecinde tank atığı, cam oluşturucu malzemelerle karıştırılıyor ve iki adet 300 tonluk ergitici (melter) ünitesinden birinin içinde 2.100 Fahrenheit dereceye kadar ısıtılıyor. Ardından ortaya çıkan eriyik, paslanmaz çelik kaplara dökülerek uzun süreli ve güvenli şekilde bertaraf edilmek üzere sabitleniyor.

Aktarılan bilgilere göre, vitrifikasyon adı verilen yöntem için yıllardır savunulan yaklaşımın uygulanmaya başlaması Hanford çevresinde kaygıyla süreci izleyenler için de bir rahatlama yarattı. Daha önce, bazı çevreler federal yetkililerin vitrifikasyonun kendisinden, yani atığın erimiş silikat ve diğer malzemelerle karıştırılarak inert cam kütüklerine dönüştürülmesinden, son anda geri çekilip çekilmeyeceğinden endişe duyuyordu.

Bilime yönelik bu kuşku, Eylül ayının başında ABD Enerji Bakanlığı’nın çevresel programından sorumlu geçici yöneticinin görevden alınmasıyla iyice büyümüştü. Science tarafından aktarıldığına göre, söz konusu görevden alma Enerji Bakanlığı’nın strateji değiştirip atıkları “grout” olarak bilinen çimento benzeri bir maddeyle karıştırıp depolama seçeneğine doğru yönelmek istediği yönünde spekülasyonlara yol açmıştı.

Dünyanın En Büyük Radyoaktif Atık İşleme Tesisi

Dünyanın en büyük radyoaktif atık işleme tesisi konumundaki WTP’nin faaliyete geçmesi, bu ölçekte nükleer atığı stabilize edebilme kapasitesini göstermesi açısından kritik bir başarı olarak tanımlanıyor. Tesisin vitrifikasyonu pratik olarak başlatması, atıkların uzun vadeli güvenli depolanması yönünde somut bir ilerleme anlamına geliyor.

Önümüzdeki aylarda Bechtel’in proje ekibi, tank atığını ve cam oluşturucu malzemeleri ergiticilere aktarmaya, paslanmaz çelik kapları doldurmaya, ardından kapları Hanford Sahası’nın Entegre Bertaraf Tesisi’ne taşımaya devam edecek. İşletme sürecinde tesisin günde ortalama 5.300 galon tank atığını işlemesi planlanıyor.

Hanford Sahası, tarihsel olarak Amerika Birleşik Devletleri’nin nükleer programında merkezi bir rol üstlendi. İkinci Dünya Savaşı sırasında ülke çapında on binlerce işçi savaş çabasına destek için bölgeye getirildi. İşçilerin çoğu, Hiroshima ve Nagasaki’ye atom bombalarının atılmasından sonra öğrenildiği üzere, dünyanın ilk tam ölçekli plütonyum reaktörünü inşa ettiklerinin farkında değildi.

Hanford zaman içinde genişledi ve ulusal cephanelik için plütonyum üreten toplam dokuz nükleer reaktöre ev sahipliği yaptı. Son reaktör 1987’de kapatıldı. Ardından 1989’da, Washington eyaleti, ABD Enerji Bakanlığı ve Çevre Koruma Ajansı (Environmental Protection Agency) arasında temizleme anlaşmaları imzalandı.

Söz konusu vitrifikasyon süreci, Hanford’daki bu tarihsel nükleer mirasın çevresel yükünü azaltmayı ve Columbia Nehri çevresindeki ekosistemin gelecek kuşaklar boyunca korunmasını hedefliyor.

Kaynak: https://interestingengineering.com/science/us-turn-radioactive-waste-into-glass