Zeytinliklerin ve Doğal Alanların Madenciliğe Açılmasının Önünü Açan Teklif Komisyon’dan Geçti

TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu, yaklaşık 26 saat süren görüşmelerin ardından, zeytinlikleri ve çevresel koruma alanlarını madencilik faaliyetlerine açacak olan torba kanun teklifini kabul etti. Kamuoyunda “Süper İzin” olarak anılan teklif; enerji, ulaşım ve madencilik yatırımlarının hızlandırılmasını amaçlarken, zeytinlikler üzerindeki koruma statüsünü zayıflatması nedeniyle yoğun eleştiriler aldı.

Çevresel Değerlendirme ve İzin Süreçlerinde Kapsamlı Değişiklikler

Teklifte yer alan düzenlemelerle birlikte, tüm projelerde çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) için ortak bir sistem öngörülüyor. “ÇED gerekli değildir” uygulamasına son verilmesi ve çevresel izinlerin diğer idari süreçlerle eş zamanlı yürütülmesi planlanıyor. Maden sahalarının rehabilitasyon süreçleri yeniden düzenlenirken, izinlerin dört ay içinde verilmemesi durumunda “izin verilmiş sayılır” hükmü getiriliyor.

Bunun yanı sıra, orman alanlarındaki madencilik izinleri artık Orman Genel Müdürlüğü yerine Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) tarafından verilecek. Bu değişiklik, madencilik ruhsatı yetkisine sahip olan MAPEG’e ek olarak orman izin yetkisi tanıdığı için kamuoyunda tepkilere neden oldu.

Zeytinliklere Yönelik Hükümler ve Taşınma Şartı

Teklifin en çok tartışma yaratan bölümlerinden biri olan 11. maddesi, zeytinliklerin maden faaliyetine açılmasına olanak tanıyor. Eğer bir maden projesi, zeytinlik olarak kayıtlı ya da fiilen zeytin ağaçlarıyla kaplı alanlara denk geliyorsa ve alternatif alanlarda yürütülmesi mümkün değilse, zeytin ağaçları il veya ilçe sınırları içerisinde taşınarak faaliyetlere izin verilebilecek.

Taşınma işlemi mümkün değilse, biyolog ve ziraat mühendislerinin görüşleri doğrultusunda aynı büyüklükte yeni bir zeytinlik sahası oluşturulması şart koşuluyor. Bu sahalar, dikim normlarına uygun olacak ve mümkünse madenin bulunduğu bölgeye yakın yerlerde kurulacak. Rehabilitasyon amacıyla, her yıl için işletme ruhsat bedeli kadar ilave bir bedel alınacak ve sahadaki ağaç sayısına eşdeğer sayıda zeytin ağacı dikilmesi gerekecek. Bu süreçlere dair esaslar bakanlıkça belirlenecek.

Mera Alanları ve ÇED Muafiyeti

Teklif kapsamında Mera Kanunu’nda da değişikliğe gidilerek, Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı (YEKA) ilan edilen yerlerde mera tahsis amaç değişikliği için artık ÇED raporu aranmayacak. Bu durum, hayvancılık açısından önemli olan mera alanlarının enerji projelerine açılması nedeniyle eleştiriliyor.

Yenilenebilir Enerji Projelerinde Yeni Düzenlemeler

Rüzgar ve güneş enerjisine dayalı projelerin izin süreçleri sadeleştiriliyor. Ön lisans, lisans ve orman izinlerinin yanı sıra proje geliştirme aşamasındaki ölçüm ve sondaj izinlerinin tek bir süreçte toplanması planlanıyor. Ayrıca, kuş göç yolları üzerinde yer almayan projeler için ornitolojik gözlem zorunluluğu kaldırılıyor; yalnızca göç yollarında bulunan projeler için gözlem zorunluluğu devam edecek.

İmar Yetkileri Bakanlığa Devrediliyor

İmar Kanunu’na getirilecek düzenleme ile, yenilenebilir enerji projelerinin imar planı onayı, yapı ruhsatı ve kullanım izni işlemleri artık Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından yapılabilecek. Düzenleme, yerel yönetimlerin yetkilerinin merkezi yönetime devredilmesi ve idari karmaşa yaratabileceği gerekçesiyle eleştiriliyor.

Torba yasa teklifi, doğal alanların korunması, çevresel denge, yerel yönetimlerin yetkileri ve tarımsal üretim açısından ciddi tartışmalara yol açmaya devam ediyor.