Türkiye’de Ulaştırma Sektörünün Geleceği: Elektrifikasyon ve Net Sıfır Hedefi

Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedefi, ulaştırma sektöründe köklü bir dönüşümü zorunlu kılıyor. Enerji tüketiminde sanayi ve binaların ardından üçüncü sırada yer alan ulaştırma, ülkenin karbondioksit emisyonlarının %22’sinden sorumlu. Bu emisyonların %90’ından fazlası ise karayolu taşımacılığından kaynaklanıyor. 2023 sonu itibarıyla sektörde elektrik kullanımı yalnızca %0,4 seviyesinde.

Fosil yakıtlara en bağımlı alan olan ulaştırmada, elektrifikasyonun yaygınlaştırılması, hem emisyonları azaltmak hem de enerji verimliliğini artırmak için en güçlü çözüm olarak görülüyor. Dünya genelinde elektrikli araç (EA) satışları ve şarj altyapısına yönelik yatırımlar hız kazanıyor. 2024 yılı itibarıyla küresel EA satışları 17,1 milyona ulaştı ve dünya genelinde 60 milyon elektrikli araç aktif olarak kullanılıyor. Bu rakamın 2030'a kadar 350 milyona çıkması bekleniyor.

Türkiye’de de benzer bir büyüme gözlemleniyor. 2024 yılı sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı EA sayısı 183.776’ya ulaştı, toplam araç filosunun %1,1’ini oluşturdu. Bu oran, 2023’te %0,5 seviyesindeydi, dolayısıyla hızlı bir artış kaydedildi.

Elektrikli Araçların Yüksek Potansiyeli ve Yatırım İhtiyacı

SHURA'nın analizlerine göre, Türkiye’nin 2053 hedefine ulaşabilmesi için 2035 yılına kadar 5 ila 11 milyon elektrikli aracın yollarda olması gerekiyor. Bu ölçekte bir dönüşüm, yıllık yaklaşık 37 TWh ek elektrik tüketimi anlamına geliyor. Böyle bir yükü karşılamak için şarj altyapısının güçlendirilmesi, dağıtım şebekelerine yatırım yapılması ve akıllı şarj çözümlerinin yaygınlaştırılması büyük önem taşıyor.

Özellikle akıllı şarj uygulamaları, EA şarjlarını yenilenebilir enerji üretiminin yüksek olduğu saatlere yönlendirerek enerji sistemine entegre etmeyi kolaylaştırıyor. Bu yöntem, yenilenebilir enerji kaynaklı kesintileri azaltırken, EA sahiplerine daha ekonomik elektrik kullanımı fırsatı sunuyor.

SHURA’nın analizine göre, 11 milyon EA'nın şebekeye entegre edilmesi, mevcut yük artışının ötesinde %12 oranında ek yatırım gerektiriyor. Daha düşük senaryoda, 5 milyon EA için bu oran %3,5. Bu yatırımların karşılığında, binek araç kaynaklı emisyonlarda %41 azalma ve toplam CO2 emisyonlarında 20 milyon tonluk düşüş sağlanabileceği öngörülüyor.

Ulaştırma Sektörünün Dönüşümü İçin Öncelikli Alanlar

Türkiye’nin ulaşımda elektrifikasyon yoluyla emisyon azaltımını hızlandırabilmesi için SHURA tarafından belirlenen başlıca öncelikler şu şekilde özetleniyor:

  • Elektrikli araç pazarının teşviklerle hızlandırılması: İçten yanmalı motorlu araçların azaltılması, satın alma teşvikleri, kamu araçlarının elektrifikasyonu ve şarj altyapısının yaygınlaştırılması.

  • Dağıtım şebekesi yatırımlarının e-mobilite odaklı planlanması: AG şebekesi kısıtlarının giderilmesi, kamu kurumlarının yatırım tahsisi, paydaş iş birliğiyle dengeli planlama.

  • Zaman ve bölge bazlı şarj tarifelerinin geliştirilmesi: Gerçek maliyetlere uyumlu fiyatlandırmalarla şebeke üzerindeki yükün dengelenmesi.

  • Akıllı şarj ve şebeke entegrasyon stratejileri: EA şarj altyapısının planlanması, yenilenebilir enerji ve enerji depolama ile sinerji oluşturulması, eşzamanlı şarj yüklerinin otomasyonla yönetilmesi, yeni iş modellerinin geliştirilmesi.

Kaynak:https://www.ekoiq.com/net-sifir-yolunda-ulastirma-sektorunun-elektrifikasyonu-artmali/