Gündem
28/8/2025
ABD Başkanı Donald Trump, Pazartesi günü Oval Ofis’te yaptığı açıklamada Washington’ın Pekin ile yaşadığı gerilimdeki gücüne dikkat çekti. Güney Kore Devlet Başkanı Lee Jae Myung ile görüşmesi öncesinde gazetecilere konuşan Trump, “Onların bazı kartları var. Bizim inanılmaz kartlarımız var. Ama o kartları oynamak istemiyorum. Eğer oynarsam, bu Çin’i yok eder. O kartları oynamayacağım.” dedi. Trump, ayrıca kısa süre önce Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile görüştüğünü belirterek Pekin’e gitmeyi değerlendirdiğini aktardı: “Bir noktada, muhtemelen bu yıl ya da kısa bir süre sonra Çin’e gideceğiz” diyerek Xi’nin kendisine davet ilettiğini ekledi.
Trump, sert uyarılarına rağmen Washington ile Pekin arasında işleyen bir ilişkiyi koruyacaklarını vurguladı: “Çin ile harika bir ilişkimiz olacak... Onların bazı kartları var. Bizim inanılmaz kartlarımız var ama o kartları oynamak istemiyorum. Eğer oynarsam, bu Çin’i yok eder. O kartları oynamayacağım.” ifadelerini yineledi.
Trump’ın açıklamaları, 12 Ağustos’ta ABD ve Çin’in ticaret ateşkesini 90 gün daha uzatma kararı almasından kısa süre sonra geldi. Ara verilen süreç, tarafların yaklaşık bir yıldır süren anlaşmazlıkları çözmesi için ek zaman sağlamayı amaçlıyor. Nisan ayından itibaren Beyaz Saray, Çin’den yapılan ithalatlarda tarifeleri art arda yükseltmiş, en yüksek oran %145’e çıkmıştı. Halihazırda Çin’den gelen malların çoğu %30 gümrük vergisine tabi. Pekin ise buna karşılık ABD ithalatına %10 vergi uygulamıştı.
Tansiyon yalnızca tarifelerle sınırlı değil. Trump, özellikle Çin’in nadir toprak elementleri politikasını hedef aldı ve Pekin’in ABD’ye mıknatıs tedarikini sürdürmemesi halinde “Onlara %200 gümrük vergisi veya benzeri bir şey uygulamak zorunda kalırız.” uyarısında bulundu. Çin, Nisan ayında nadir toprak ihracatına kısıtlama getirmişti.
ABD Hazine Bakanı Scott Bessent de Çin’in yaptırım altındaki ülkelerle yürüttüğü petrol ticaretini müzakerelerde önemli bir sorun olarak gündeme getirdi. İsveç’te yapılan görüşmelerde konuşan Bessent, Pekin’in İran ve Rusya’dan yaptığı petrol ithalatını merkezi bir ihtilaf olarak tanımladı. Washington, bu tür alımların Tahran ve Moskova’ya mali kaynak sağlayarak istikrarsız faaliyetlere imkân verdiğini savunuyor. Bessent ayrıca Pekin’i ihracata bağımlılığı azaltmaya, küresel ekonomide daha açık bir ithalatçı olmaya çağırdı. ABD ise Çin’in dünyanın baskın üretim merkezi rolünü sınırlandırmak istediğini net şekilde ortaya koydu.
Tarifelerin askıya alınması kararı, Trump’ın bu yıl imzaladığı başkanlık kararnamelerinin devamı niteliğinde. 2 Nisan’da yayımlanan 14257 sayılı Başkanlık Kararnamesi ile Trump, Çin ile olan büyük ve kalıcı yıllık ticaret açıklarını “ABD’nin ulusal güvenliği ve ekonomisi için olağanüstü bir tehdit” ilan ederek yeni ad valorem gümrük vergileri getirdi. Nisan ayı sonunda 14259 ve 14266 sayılı kararnameler ile Çin’in karşı hamlelerine yanıt olarak tarifeler daha da yükseltildi.
Mayıs ayında, Trump 14298 sayılı Kararname ile ek tarifeleri 90 günlüğüne askıya aldı ve revize edilmiş oranlar getirdi. Bu askıya alma 12 Ağustos’ta sona erecekti. Ancak Trump, Ağustos başında yeni bir kararname imzalayarak askıya alma süresini 10 Kasım’a kadar uzattı. Kararda, “ÇHC, karşılıklı olmayan ticaret düzenlemelerini düzeltme ve ABD’nin ekonomik ve ulusal güvenlik konularındaki endişelerini ele alma yönünde önemli adımlar atmaya devam ediyor.” ifadeleri yer aldı.
Yönerge, Ticaret Bakanı, İç Güvenlik Bakanı ve ABD Ticaret Temsilcisi ile diğer üst düzey yetkililerin ateşkesin uygulanmasını denetlemesini zorunlu kılıyor. Ayrıca karar, “herhangi bir tarafın ABD’ye karşı hukuken ileri sürebileceği bir hak ya da menfaat yaratmayı amaçlamaz ve yaratmaz.” açıklamasına da yer verdi.
Trump’ın sözleri, Washington’ın Çin karşısında aynı anda hem baskı hem de itidal politikası izlediğini ortaya koyuyor. Bir yandan ABD, tarifeleri artırıyor ve Pekin’in ticaret uygulamalarına meydan okuyor. Diğer yandan Trump, Çin’i felç edecek adımlar atmayacağını vurgulayarak iki ülkenin “harika bir ilişki” sürdüreceğini tekrarlıyor.