Yapay Zeka
21/5/2025
Eski OpenAI CTO’su Mira Murati’nin girişimi Thinking Machines Lab etrafında şekillenen yatırım çılgınlığı, yapay zeka patlamasının bir tür yansıması hâline geldi—ulaşılan beklentilerin yüksekliği kadar, o beklentilerin doğurabileceği risklerin de bir yansıması ve bu durumu en iyi özetleyen gelişme, The Information’ın haberine göre Murati ve Andreessen Horowitz’in, “kurucu dostu” anlaşmalarda yeni bir standart belirleyebilecek nitelikte bir yatırım turu üzerinde çalışması.
A16z, yalnızca yedi aylık bir geçmişe sahip Thinking Machines Lab için yürütülen 2 milyar dolarlık yatırım turuna öncülük ediyor. Söz konusu yatırım, şirketin değerlemesini 10 milyar dolara taşıyabilir. Ancak en dikkat çekici detay şu: anlaşma, Murati’ye, tüm diğer yönetim kurulu oylarının toplamına eşit—ve artı bir oy sağlayacak şekilde yapılandırılmış bir kurul hakkı tanıyabilir. Bu da, Murati’ye süper oy hakkına sahip kuruculardan bile daha güçlü bir kontrol alanı sağlayabilir; Mark Zuckerberg örneğinde olduğu gibi.
Detaylarda bazı esneklikler bulunuyor: örneğin, Murati’nin oy kullanmamayı tercih etmesi olası. Ancak uygulamada, tek başına kurul kararlarını alabilecek bir güce erişebileceği anlamına da geliyor.
Şirket yönetim yapıları açısından değerlendirildiğinde, bu tür bir yetki dağılımı oldukça sıra dışı. Costanoa Ventures’ın kurucusu ve yönetici ortağı Greg Sands, “25 yıllık yatırımcıyım, ama böyle bir yapıyı ilk kez geçen ay başka bir anlaşmada gördüm ve ardından Murati haberini okudum,” diyerek bu tür düzenlemeleri “nadir görülen bir kuş” olarak tanımlıyor. Sands, bu durumu “yönetimsel bir inovasyon” olarak nitelendiriyor.
Sands’e göre, bu yapı bazı temel sorunlara çözüm getiriyor. Şirketler yatırım aldıkça, yatırımcılar yönetim kurulunda koltuk kazanmaya başlıyor. Zamanla, kurulda yatırımcı sayısı, kurucu ve bağımsız üyelerin sayısını aşabiliyor. Bu düzenleme, yönetim kurulunun yatırımcıların kontrolüne geçmesini engelliyor. Elbette, her kurucu bu düzeyde kontrol talep edemez. Ancak Murati, hem geçmişi hem de kurduğu ekiple farklılaşıyor.
Sands, “Bu, son derece güçlü bir pazarlık konumunun yansıması. Bir yandan Murati’nin olağanüstü yetkinliği, diğer yandan yapay zeka platformlarında fırsatların ve risklerin çok büyük olması etkili. 2 milyar dolarlık bir yatırım turu söz konusu. Beş yıl önce böyle bir şeyin mümkün olduğunu kimse düşünemezdi.” dedi.
Thomvest Ventures genel müdürü Don Butler da, yönetim kurulu kontrolünün bu düzeyde sadece kanıtlanmış ve tekrarlayan girişimciler için mümkün olabileceğini vurguluyor. Ona göre bu yapı, çılgın görünse de rasyonel bir açıdan savunulabilir.
“Bir yatırımcı olarak, bunu yapacak insanlar olduğunu görebiliyorum. Çünkü Microsoft gibi bir şirket, yatırılan tutarın tamamına yakın bir değerle ekibi satın alabilir. En kötü ihtimalle, yatırımcının tasfiye önceliği korunur.” diyen Butler, “Karşınızda Murati ve ekibi varsa, yatırımı geri alabileceğinizi varsayarsınız. Aslında satın alınan şey, bir sonraki Meta’ya, bir sonraki Google’a yatırım yapma opsiyonudur. ‘Yeni nesil teknoloji devine yatırım yapıyorum’ çerçevesinden baktığınızda bu yapı anlam kazanır.” ifadelerini de kullandı.
Tıpkı yüksek değerlemelerde olduğu gibi, yönetim kurulundaki kontrol avantajları da zamanla yeniden kazanılmak zorundadır. Eğer şirketin performansı ortalamada kalırsa, ileriki yatırım turlarında daha geleneksel yönetim düzenlemeleri içeren şartnameler devreye girebilir.
Birçok kurucu bu tür ayrıcalıkları baştan talep etse de, 645 Ventures’ın kurucu ortağı ve yönetici ortağı Nnamdi Okike’ye göre, bunun yaygınlaşması beklenmemeli.
Okike, “Mira Murati’nin yeni girişimi için gündeme gelen süper oy hakkına sahip yönetim kurulu yapısı oldukça nadir görülür. Yaygın şekilde benimsenmesi beklenmemeli çünkü yatırımcılar böyle bir yapıya onay vermez.” diyerek durumu açıklıyor: “Ana neden, yönetim kurulunun asıl işlevinin, büyük şirket kararlarına yön vermek olmasıdır. Eğer bir kurucu her oylamayı tek başına kazanma hakkına sahipse, diğer kurul üyelerinin şirketin satışı gibi önemli kararlarda hiçbir etkisi kalmaz.”
The Information ayrıca, Thinking Machines kurucu ekibinin OpenAI’den gelen önemli araştırmacılar ve danışmanlardan oluştuğunu ve bu ekibin, standart hisselere göre 100 kat daha fazla oy hakkı veren süper oy hisselerine sahip olacağını da bildirdi. (Thinking Machines Lab haberle ilgili yorum yapmazken, a16z de yorum taleplerine yanıt vermedi.)
Tüm bu gelişmeler, kurucuların ne kadar kontrol sahibi olması gerektiğine dair temel bir soruyu gündeme getiriyor. Overlap Holdings'in kurucusu ve CEO’su Justin Stevens, “Bazen bu tür hükümler, zaten var olan fiili durumu resmileştiriyor. Zaten şirketi fiilen yöneten kurucunun yasal olarak da yönetimi üstlenmesi” anlamına geldiğini belirtiyor. Stevens, bu konuda evrensel bir ölçüt olmadığını ifade ederek “Bu, çok geniş bir spektrumun bir ucu. Ne kadar güç verilmesi gerektiğine dair tek bir doğru cevap yok. Her duruma göre değerlendirilmesi gereken bir yapı. Bunun yanlış bir yönetim biçimi olduğunu söylemek yerine, hangi durumda kabul edilebilir olduğuna bakmak gerekir,” dedi.
Özetle, söz konusu yetki düzenlemeleri imkansız değil, ancak nadir görülüyor—ve hedef çıtasını, yalnızca trilyon dolarlık başarıların altında kalmanın yetersiz sayıldığı seviyelere çıkarıyor.
Kaynak:https://fortune.com/2025/05/02/the-new-extreme-in-founder-friendly-deals-complete-board-control/