Bilim ve Dünya
27/10/2025

Füzyon enerjisinde ileriye doğru atılmış bir adım olarak tanımlanan süreçte, insanlık tarihindeki en büyük proje olan ITER, kritik bir aşamaya girmiş durumda. ITER, Güneşin ve yıldızların ürettiği enerji türünü yani füzyon enerjisini yapay olarak üretmeyi hedefleyen dev bir bilimsel deney olarak tanımlanıyor. Hedef, gelecekte temiz, güvenli ve pratik olarak sınırsız bir enerji kaynağı elde edilmesi.
Reaktör, Fransa’nın güneyindeki Cadarache bölgesinde inşa ediliyor ve projede 35 ülke yer alıyor. ABD, Çin, Rusya, Japonya, Hindistan, Güney Kore ve Avrupa Birliği ülkeleri dahil pek çok ülke farklı bileşenler ve uzmanlık katkıları sağlıyor. Her ülkenin projeye belirli parçalar üzerinden katkı verecek şekilde konumlandığı ifade ediliyor.
Ağustos 2025 itibarıyla ITER projesi açısından kritik önemde kabul edilen aşama başladı: reaktörün çekirdeğinin son montaj safhası. Çekirdek, tokamak olarak biliniyor. Son montaj aşamasını, Westinghouse Electric Company adlı Amerikan şirketi yürütüyor. Şirket, son derece hassas ve zorlayıcı bu görevi üstlenmek üzere 168 milyon avro tutarında bir sözleşme aldı.
Westinghouse, reaktörün çekirdeğini oluşturacak vakum kabını meydana getiren dev çelik segmentleri birleştirmekle görevlendirildi. Her biri yaklaşık 400 ton ağırlığa ulaşan bu devasa çelik parçalar, füzyonun gerçekleşeceği ana hacmi oluşturuyor. Vakum kabının içinde, 150 milyon derece Santigrat derecenin üzerine ısıtılmış bir plazma tutulacak. Plazma, olağanüstü yüksek sıcaklıktaki gaz formu olarak tanımlanıyor ve Güneş çekirdeğinden bile daha sıcak değerlere ulaşıyor. Aşırı sıcak plazma içinde hafif atom çekirdeklerinin birleşmesiyle füzyon enerjisi açığa çıkacak ve çok büyük miktarda enerji salınacak.
Westinghouse tek başına çalışmıyor. Şirketin, İtalya merkezli Ansaldo Nucleare ve Walter Tosto gibi firmalarla birlikte ITER’da 10 yılı aşkın süredir işbirliği yürüttüğü ifade ediliyor. Ortak çalışma kapsamında reaktörün 9 ana sektöründen 5’inin üretildiği belirtildi.
ITER, ülkelerin aynı hedef doğrultusunda birlikte çalışabildiği eşsiz bir örnek olarak tanımlanıyor. Toplamda 35 ülke, nüfus açısından dünya nüfusunun yarısından fazlasını ve ekonomik olarak da küresel ekonominin büyük kısmını temsil eden bir konsorsiyum halinde projede yer alıyor.
Her paydaş ülkenin belirli kritik parçaları üreterek Fransa’ya gönderdiği ifade ediliyor:
Her bileşenin, reaktöre ulaşmadan önce aşırı hassas toleranslarla üretilmesi gerektiği vurgulanıyor. Söz konusu yapı, küresel ölçekte tek tek parçaların farklı ülkelerde üretilip Fransa’daki sahada bir araya getirilmesine dayanan zincirlenmiş bir bilimsel üretim modeli olarak aktarılıyor.
ITER’ın amacı, füzyon enerjisinin tükettiğinden daha fazla enerji üretebildiğini kanıtlamak. Reaktör, yalnızca 50 megavat giriş enerjisi kullanarak 500 megavat füzyon gücü üretmesi hedeflenecek şekilde tasarlandı. Bu, on katlık bir enerji kazancı anlamına geliyor.
Projenin başlangıcı 2010 yılına uzanıyor ve o tarihten bu yana çok sayıda teknik güçlük, üretim süreçlerinde yaşanan sorunlar ve çok sayıda ülke arasındaki koordinasyonun karmaşıklığı nedeniyle takvimde değişiklikler ortaya çıktı. İlk hedef, 2018 yılında ilk plazmayı elde etmekti. Güncel takvime göre döteryum-trityum yakıt karışımıyla yapılacak ana testlerin yaklaşık 2035 civarında başlaması bekleniyor.
Enerjinin Geleceğine Daha Yakın
ITER doğrudan şebekeye elektrik sağlamayacak şekilde planlandı. Yine de rolü kritik çünkü geniş ölçekli ticari elektrik üretimi için tasarlanan bir sonraki nesil füzyon reaktörlerinin, yani DEMO adı verilen sistemlerin hazırlık aşamasını oluşturacak.
Füzyon enerjisinin öne çıkan avantajları şöyle aktarılıyor:
Füzyon enerjisinin, gezegene zarar vermeden insanlığın enerji ihtiyacını milyonlarca yıl karşılayabileceği vurgulanıyor. ITER, yalnızca teknik bir makine olarak değil, ortak bir hedefe yönelik işbirliğinin, temiz ve sınırsız enerji arayışının ve gelecek nesiller için güvenli enerji üretimi isteğinin bir sembolü olarak tarif ediliyor.
Kaynak: https://unionrayo.com/en/fusion-energy-iter-project-future/