Felç Sonrası Beyin Toparlanması için Yeni Umut: Maraviroc

Mart 2024’te hastanede gözlerini açan Debra McVean’in ilk yaptığı şey tuvalete gitmeye çalışmak oldu ama sol kolunu da sol bacağını da hareket ettiremiyordu. Vücudunun sol tarafı tamamen felç olmuştu. Doktorlarının söylediğine göre bir süre önce boynundaki damara pıhtı oturmuş ve beyin hücrelerine giden oksijeni kesmişti. Çekilen MR’da sağ gözünün arkasında karanlık bir leke vardı. Bunun ne anlama geldiğini ise kimse net olarak açıklayamıyordu.

Eşi Ian, “Orada bir şeylerin eksik olduğunu görüyorsunuz ama ne olduğunu bilmiyorsunuz. İyileşmesini nasıl etkileyeceğini de bilmiyorsunuz. O belirsizlik insanı yiyip bitiriyor.” dedi.

Kırık bir kemikte olduğu gibi beyin hasarında da iyileşmenin belirgin bir yolu yok. Beyni iyileştirecek tedavi ya da araçlar bulunmuyor. Doktorların yapabildiği tek şey, hastaları rehabilitasyonda çalışmaya teşvik etmek ve umut etmek.

Chicago Illinois Üniversitesi’nden nörolog Dr. Fernando Testai, uzun yıllar beyin hasarı yaşayanlara yönelik tıbbi yaklaşımın genellikle nörolojik bir “nihilizm” olduğunu söylüyor. “Felç, genellikle ‘teşhis et ve uğurlayıp gönder’ hastalığı olarak görülürdü.” diyor. Ancak işler değişebilir. Calgary’deki Foothills Tıp Merkezi’nde uyanmasından birkaç gün sonra McVean’e bir klinik denemeden bahsedildi. Maraviroc isimli bir hap, felç ya da travmatik beyin hasarından sonra beynin toparlanmasına yardımcı olabilirdi. Fiziksel engellilik düzeyi nedeniyle çalışmaya uygun bir adaydı. Başta kararsız kaldı; tabletler oldukça büyüktü. Fakat çalışmanın başkalarına da fayda sağlayabileceğini ve yüzde elli ihtimalle kendisine de yardımcı olabileceğini biliyordu. Sonunda kabul etti. “Hazırdım.” dedi. “Hayatımın geri kalanını tekerlekli sandalyede geçirmek istemedim.”

Alberta, Calgary'den Debra McVean, 2024 yılında geçirdiği felç sonucu sol tarafı felç oldu.

Sert Bir Hüküm

Kaliforniya Üniversitesi Los Angeles (U.C.L.A.) Geffen Tıp Fakültesi Nöroloji Bölüm Başkanı Dr. S. Thomas Carmichael, eğitiminde hep aynı şeyi öğrenmişti: Beyin kendini yenilemez. “Karaciğer gibi değil, yeniden büyüme kapasitesi yok. Ne aldıysan onunla çalışırsın.” deniyordu.

Nörolojinin en büyük isimlerinden Santiago Ramón y Cajal’ın 1928’deki sözleri hâlâ tekrarlanıyordu: “Yetişkin beyinde sinir yolları sabittir, sonlanmıştır ve değişmez. Her şey ölebilir, hiçbir şey yeniden oluşamaz.”

Fakat Carmichael, beyin hasarı yaşayanların rehabilitasyon merkezinde farklı bir şey gördü. Hastalar yeniden yürümeyi, kavramayı, kelimeleri birleştirmeyi öğreniyordu. Beyin bir şekilde iyileşiyor ve uyum sağlıyordu. “Bir şeyler oluyor ama çok ilerlemiyor.” diyordu. Sağlıklı nöronlar hasar bölgesinden uzaklarda yeni aksonlar, yani elektrik sinyallerini ileten kök benzeri uzantılar çıkarıyordu.

Felç yalnızca beynin bir kısmını öldürmekle kalmıyor, uzak bölgelerle bağlantılarını da kesiyordu fakat Carmichael, yaralanmaların beyinde yeni bir plastisite ve büyüme dalgası başlattığını buldu. Nöronlar yeniden canlanıyor, gri maddeye uzanan yeni kökler çıkararak kaybolan bağlantıları kurmaya çalışıyordu. Çoğu başarılı olmasa da bazıları beynin uzak kısımlarını yeniden bağlamayı başarıyordu. McVean, felcinden bir ay sonra sol başparmağını oynatabildiğinde ya da birkaç gün sonra bir parmağını sallayabildiğinde bunun somut örneğini yaşadı. “O an çok büyük bir olaydı.” dedi.

Fakat Amerikan İnme Derneği’ne göre çok az hasta tam iyileşmeye yaklaşabiliyor. Beyin belli bir noktadan sonra kendini iyileştirmeyi bırakıyordu. Carmichael, bu pencereyi daha uzun süre açık tutmanın yollarını aradı. Cajal’ın sözlerinin ikinci yarısını hatırladı: “Bu sert hükmü değiştirmek, mümkünse, geleceğin bilimine düşer.” Belki de o gelecek artık kapıdaydı.

Kapıları Açmak

2015’te U.C.L.A.’dan hafıza araştırmacısı Dr. Alcino Silva, mutasyona sahip “zeki” farelerle çalışıyordu. Beklenmedik şekilde, bağışıklık sistemindeki bir genin yokluğu bu fareleri daha akıllı kılmıştı. Gen, CCR5 adı verilen bir reseptörü kodluyordu ve plastisiteyi, hafızayı ve öğrenmeyi baskılıyor gibiydi.

Carmichael, felçten sonra beyinde CCR5’in her yerde belirdiğini fark etti. Bu, iyileşme sürecini kısaltıyor, sanki beyne “yeter, öğrendiklerini sabitle” sinyali veriyordu. Mutant farelerde bu fren yoktu; iyileşme penceresi daha uzun sürüyor ve toparlanma daha hızlı oluyordu.

Daha sonra Ashkenazi Yahudileri de dâhil olmak üzere CCR5 mutasyonuna sahip insanlarda aynı etkinin görüldüğü bulundu. İsrail Tel Aviv Üniversitesi’nden Dr. Einor Ben Assayag, 600 felç hastasını takip ediyordu. Kan örneklerini ve bilişsel testlerini analiz ettiğinde, mutasyona sahip hastaların dil, hafıza ve dikkat puanlarının daha yüksek olduğunu saptadı. Bu, felçten iyileşme ile ilişkili ilk genin bulunması anlamına geliyordu.

Dahası, araştırmacıların ellerinde söz konusu mutasyonu taklit eden bir ilaç vardı: 2007’de HIV tedavisi için FDA tarafından onaylanan Maraviroc. Dr. Silva, “Bu tek boynuzlu at gibi bir şey, inanılmaz nadir.” dedi.

2019’da Carmichael, Maraviroc’un beyin hasarı sonrası nöroplastisiteyi artırdığını gösteren üç kanıt sundu ve sonuçlarını Cell dergisinde yayımladı. Kanada’dan Dr. Sean Dukelow ise bu bulgular üzerine heyecanlandı ve Maraviroc denemesinin baş araştırmacısı oldu. Dukelow, “Yetmiş yıl boyunca beynin yeniden bağlanamayacağına inanıldı. Şimdi bu yeniden bağlanmayı yönlendirme eşiğindeyiz.” ifadelerini kullandı.

McVean evde kol egzersizleri yaparken.

Zihinleri Değiştirmek

Carmichael, Maraviroc’un mükemmel olmadığını söylüyor. İlaç kan-beyin bariyerini geçiyor ama sınırlı miktarda. Ona göre asıl önemli olan tek bir ilaç değil, beyin iyileşme mekanizmalarının anlaşılmasını sağlayacak altyapıyı kurmak.

U.C.L.A.’daki ofisinde dendritleri ve sinapslarını gösteren yeşil ışıklı görüntüler üzerinde çalışıyor. Rehabilitasyonla birlikte yeni bağlantıların oluştuğunu vurguluyor. Yakın zamanda farelerde benzer etki yaratan başka bir ilaç da bulduğunu, bunun motor becerileri geliştirdiğini belirtiyor ancak, “Piyasaya çıkması yıllar alacak ve çok da gösterişli olmayan bir bilimsel süreç gerektirecek.” diyor.

Herhangi bir tedavi FDA onayı alırsa, beyin hasarı tedavisinde çığır açacak. McVean hâlâ Maraviroc alıp almadığını bilmiyor çünkü deneme sonuçları daha çıkmadı fakat bir yıldan fazla süre geçmesine rağmen beyninin hâlâ yeniden örgütlendiğini hissediyor. Artık sol eliyle küçük ağırlıklar kaldırabiliyor, kahve yapabiliyor, merdiven çıkabiliyor. “Merdivenleri sayıyorum, on beş tane var” diyor.

Parmaklarının daha hareketli olduğunu da fark etmiş: “Artık bana ait değiller gibi hissettirmiyorlar.” 

O da Carmichael gibi, Cajal’ın sert hükmüne meydan okumaya devam ediyor.

Kaynak: https://www.nytimes.com/2025/09/04/science/neuroscience-brain-injury-pill.html