Elektrikli Araçlar Fren Tozunu %83 Azaltıyor

Yeni bir çalışma, elektrikli araçların yalnızca zararlı egzoz emisyonlarını azaltmakla kalmayıp, kişisel taşıtlardan kaynaklanan diğer kirlilik türlerini de önemli ölçüde düşürdüğünü nicel verilerle ortaya koyuyor. Ancak, elbette toplu taşıma, bisiklet kullanımı ve yürüyüş gibi yöntemler daha da çevreci alternatifler arasında yer alıyor.

Elektrikli Araçların Hava Kalitesine Etkisi Sayılarla Doğrulandı

Kaliforniya ve Londra gibi şehirlerde yapılan çok sayıda araştırma, elektrikli araçlara geçişin hava kalitesine somut katkı sağladığını gösterdi. Bu bölgelerde daha yüksek elektrikli araç oranı ve kirletici taşıtların kullanımını kısıtlayan düzenlemelerle birlikte hava kalitesinde belirgin iyileşmeler kaydedildi.

Elektrikli araçların hava temizliğine katkısını inkâr etmenin giderek zorlaşmasıyla, karşıt görüştekiler tarafından sıkça dile getirilen argümanlardan biri “egzoz emisyonu her şey değil, fren ve lastik tozları ne olacak, ha?!” şeklinde oluyor.

Rejeneratif Frenlemenin Etkisi Sayısal Olarak Kanıtlandı

Şimdiye kadar, elektrikli araçların rejeneratif frenleme sayesinde fren kullanımını azaltması ve böylece daha az fren tozu üretmesi kolaylıkla ifade edilebiliyordu. Ancak artık bu etkinin ölçülebilir verileri de mevcut.

Yeni bir analiz, batarya ile çalışan elektrikli araçların (BEV) fren tozu üretimini %83 oranında azalttığını ortaya koydu. EIT Urban Mobility (Avrupa Birliği’ne bağlı bir kuruluş) ve Transport for London tarafından gerçekleştirilen araştırma, Londra, Milano ve Barselona şehirlerini kapsıyor.

Fren tozunun azalmasının temel nedeni, elektrikli araçların rejeneratif frenleme kullanarak yavaşlayabilmesi ve bu sayede mekanik fren sistemlerini daha az devreye sokması. Rejeneratif frenlemeye sahip diğer araçlarda da fren tozu azalıyor. Hibrit araçlarda bu oran %10 ile %48 arasında değişirken, şarj edilebilir hibrit araçlarda (PHEV) %66’ya kadar düşüyor.

Fren, Lastik ve Yol Aşınmalarına Dair Diğer Kirlilik Türleri de İncelendi

Analiz, fren tozunun yanı sıra lastik ve yol yüzeyi aşınmaları gibi “egzoz dışı emisyonlar”ı da kapsamına aldı. Egzoz salınımları, elektrikli araçların yaygınlaşmasıyla birlikte azalırken, diğer kirlilik türlerinin daha büyük pay alması kaçınılmaz hale geliyor.

Çalışmada, batarya ile çalışan elektrikli araçların geleneksel benzinli araçlara kıyasla %20 daha ağır olduğu varsayımıyla lastik aşınmasının daha fazla olacağı öngörülüyor. Ancak bu farkın büyük kısmı, genel araç segmenti tercihlerine bağlanıyor. Elektrikli araç üreticilerinin büyük SUV modellerine yönelmesiyle, küçük modeller daha az üretiliyor. Aynı trend benzinli araçlar için de geçerli; yeni modeller 20 yıl öncesine kıyasla %21 daha ağır fakat karşılaştırma, örneğin Tesla Model 3 ile BMW 3 serisi gibi benzer segmentteki araçlar üzerinden yapıldığında, ağırlık farkı yalnızca yaklaşık 200 pound (yaklaşık %5) düzeyinde. Bu da %20’lik genellemenin her model için geçerli olmadığını gösteriyor.

Ayrıca araştırmada, lastik aşınmasının zararlılığı açısından fren tozuna göre daha düşük etkili olduğu belirtiliyor. Fren tozunun %40’tan fazlası havaya karışırken, lastik aşınması sonucu ortaya çıkan parçacıkların yalnızca %1 ila %5’i havaya karışabiliyor. Yani elektrikli araçlar, daha zararlı olan fren tozunu çok daha az üretirken, daha az zararlı olan lastik aşınmasında ise çok az bir artış gösteriyor.

Araştırmanın öngördüğü %20 ağırlık farkı bile hesaba katıldığında, BEV'lerin toplam fren, lastik ve yol aşınma emisyonlarının %38 daha düşük olduğu görülüyor. Üstelik bu hesaplamalara egzoz salınımındaki düşüş dâhil değil.

Elektrikli Araçlar Tüm Kategorilerde Önde

Araştırma kapsamında, farklı taşıma türlerinin saldığı emisyon miktarlarını karşılaştırmalı olarak inceleyen etkileşimli bir modelleme aracı da geliştirildi. Bu modelleme aracında elektrikli araçlar, farklı güç aktarma organları arasında açık ara en düşük emisyona sahip araçlar olarak öne çıkıyor.

Araç türlerine ait veriler girildiğinde, fren, lastik, yol ve egzoz kaynaklı tüm emisyonlar hesaba katıldığında, elektrikli otomobillerin performansı benzinli motosikletlere oldukça yakın seviyede çıkıyor. Her ne kadar bir elektrikli araç, bir benzinli motosiklete kıyasla mil başına %57 daha fazla toplam emisyon üretse de, araç başına düşen kişi sayısı daha yüksek olduğunda, kişi başına mil başına emisyon oranı motosiklet seviyesinin altına inebiliyor.

Bireysel Taşıttan Vazgeçmek Daha da Etkili

Kişi başına düşen emisyonlar, taşıma şeklinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Araştırmada önerilen bir başka çözüm ise “mod değişimi” yani bireysel taşıttan farklı ulaşım yollarına geçiş.

Toplu taşıma araçları da modele dâhil edildi ve ilk bakışta yüksek emisyon üretiyor gibi görünse de, taşıdıkları kişi sayısı göz önüne alındığında emisyon değerleri önemli ölçüde azalıyor. Örneğin, otobüsler araba başına kıyasla mil başına 4-5 kat daha fazla egzoz dışı emisyon üretse de, taşıma kapasitesi bu oranın etkisini büyük ölçüde azaltıyor. Ayrıca, elektrikli otobüsler, toplam emisyon açısından fosil yakıtlı otobüslere göre çok daha düşük değerlere sahip.

Yürümek ve Bisiklet Kullanmak Çevre Açısından En Etkili Çözüm

En çevreci ulaşım seçenekleri ise yürümek ve bisiklet sürmek. Bu yöntemler, çevresel açıdan neredeyse sıfır etkili. Çalışmada, şehirlerin bu ulaşım türlerini teşvik etmesi gerektiği özellikle vurgulanıyor.

Electrek editörleri de elektrikli bisikletleri öne çıkarıyor. Yokuşlar ve rüzgarlı günlerde yaşanabilecek zorlukları azaltarak bisiklet sürmenin sağlık ve çevresel faydalarını korumaya devam eden pratik bir çözüm sunuyor.

Çalışmanın Önerileri

Elde edilen veriler ışığında çalışmanın vardığı sonuçlardan biri, araç filolarının elektrifikasyonunun egzoz dışı emisyonları azaltmak için etkili bir yol olduğudur. Ancak araştırmaya göre, bireysel taşıtların toplu taşıma ile değiştirilmesiyle elde edilecek emisyon azaltımı, yalnızca filonun elektrifikasyonundan 5 kat daha fazla olabilir.

Yolda kalmaya devam edecek araçlar için ise daha az aşınan ürünler öneriliyor. Örneğin, karbon kompozit fren diskleri veya sert metal kaplamalı fren sistemleri tercih edilebilir. Aynı şekilde, bazı lastikler daha az aşınma eğilimi gösteriyor ve mevcut düzenlemeler bu konuda üreticilere yeterli yönlendirmeyi sağlamıyor.

“Araç filolarının elektrikli hale getirilmesi önemli bir adım olsa da, şehirlerin toplu taşımayı ve aktif ulaşımı teşvik etmesi toplam emisyonların azaltılmasında çok daha etkili bir strateji olacaktır.”

Kaynak:https://electrek.co/2025/05/27/another-way-electric-cars-clean-the-air-study-says-brake-dust-reduced-by-83/