Yapay Zeka
30/1/2025
Son günlerde adını sıkça duyuran Çinli girişim DeepSeek, yeni yapay zeka sohbet botuyla dikkatleri üzerine çekti. Uygulama, kısa sürede büyük bir popülerlik kazandı ve dünya genelinde yapay zeka yarışında Çin’in yükselişini gözler önüne serdi. Ancak DeepSeek'in sunduğu teknoloji, sadece yapay zeka gelişimiyle sınırlı kalmayıp, aynı zamanda Çin'in bilgi kontrolü ve sansür politikalarını da yansıtıyor.
DeepSeek'in son model yapay zeka asistanı R1, kullanıcıların yönelttiği bazı temel sorulara Batılı rakipleri OpenAI'ın GPT-4'ü, Meta'nın Llama'sı veya Google'ın Gemini’si gibi yanıtlar veriyor. Ancak tartışmalı veya hassas konulara girildiğinde, yanıtların içeriği değişiyor veya tamamen sansürleniyor.
Çin'in Büyük İnternet Duvarı ve DeepSeek'in Yansımaları
Çin’de internet erişimi, uzun zamandır sıkı denetim altına alınmış durumda. “Büyük İnternet Duvarı” olarak adlandırılan sansür sistemi, Batılı sosyal medya platformlarını ve arama motorlarını engelleyerek Çin hükümetinin bilgi akışını kontrol etmesine olanak tanımakta. Basın özgürlüğü raporlarında en baskıcı ülkeler arasında gösterilen Çin, bu sansürü yalnızca ülke sınırları içinde değil, küresel ölçekte de yaymaya çalışıyor.
DeepSeek’in yapay zeka asistanının popülerleşmesi, Çin hükümetinin küresel ölçekte bilgi kontrolünü artırabileceği endişelerini doğuruyor. Özellikle TikTok ve RedNote gibi Çin merkezli uygulamaların Batılı ülkelerde yaygınlaşması, ulusal güvenlik ve ifade özgürlüğüyle ilgili tartışmaları alevlendirmişti. DeepSeek'in sohbet botu da benzer şekilde, bilgi sansürü ve propaganda araçları açısından dikkatle inceleniyor.
DeepSeek’in yapay zeka asistanına belirli tarihleri veya olayları sorduğunuzda verilen yanıtlar, Çin hükümetinin resmi anlatısını yansıtıyor. Örneğin, "4 Haziran 1989'da Pekin'de ne oldu?" sorusuna yapay zeka önce "askeri baskın" gibi bir ifadeyle yanıt veriyor, ancak hemen ardından bu yanıtı siliyor ve "Bu tür bir soruya nasıl yaklaşacağımı bilmiyorum. Hadi matematik, kodlama ve mantık problemleri üzerine konuşalım." diyor. Aynı soru Çince sorulduğunda ise bot, çok daha hızlı bir şekilde yanıt veremeyeceğini belirtiyor.
Benzer bir durum, "2019'da Hong Kong'da ne oldu?" sorusunda da gözlemleniyor. Öncelikle olaylarla ilgili ayrıntılı bir özet sunan bot, ardından bu yanıtı değiştirerek başka bir konuya geçmeyi öneriyor. Eski sürüm olan V3 modeli, daha belirgin bir şekilde Çin’in resmi duruşunu yansıtıyordu; ancak yeni sürüm R1 modeli, sansürü daha sofistike bir şekilde uygulayarak kullanıcılara yanıtlara ulaşma imkanı verip ardından bu bilgileri geri çekiyor.
DeepSeek’in artan popülerliği, ABD hükümeti tarafından da yakından takip ediliyor. Beyaz Saray yetkilileri, DeepSeek'in ABD verilerini Çin'de depolaması ve kullanıcıların klavye ritimleri gibi biyometrik verileri toplaması gibi konuları ulusal güvenlik açısından inceliyor. Çinli teknoloji firmalarının kullanıcı verilerini nasıl işlediği konusundaki belirsizlikler, özellikle Batılı ülkelerde veri güvenliği ve mahremiyet tartışmalarına neden oluyor.
DeepSeek’in Batılı rakipleri olan OpenAI ve Meta da kullanıcı verilerini topluyor, ancak DeepSeek’in gizlilik politikaları, "güvenli sunucular" olarak tanımlanan Çin merkezli veri merkezlerinde verilerin saklandığını belirtiyor. Bununla birlikte, DeepSeek’in kişisel veri politikaları arasında "klavye ritimleri" gibi biyometrik verilerin toplanması da yer alıyor. Bu tür veriler, kullanıcıların kimliğini belirlemeye yardımcı olabileceği için ciddi güvenlik riskleri barındırıyor.
DeepSeek’in yapay zeka alanındaki ilerlemeleri, küresel teknoloji rekabetinde önemli bir dönüm noktası olabilir. Ancak şirketin yapay zeka modelleriyle sunduğu bilgi kontrolü, ifade özgürlüğü açısından ciddi sonuçlar doğurabilir. Çin’in yapay zeka teknolojisini sansür mekanizmalarıyla entegre etmesi, dünya genelinde dijital özgürlükler konusunda yeni tartışmalar başlatıyor.
Bu gelişmeler, Batılı ülkelerin yapay zeka konusunda Çin ile nasıl bir rekabet stratejisi izlemesi gerektiği sorusunu da gündeme getiriyor. Veri güvenliği, sansür ve propaganda gibi konuların giderek önem kazandığı bir ortamda, DeepSeek’in ilerleyişi küresel çapta izlenmeye devam edecek.