Teknoloji
2/5/2025
Kripto para meraklılarının uzun süredir korktuğu an geldi: Bitcoin madenciliği artık kârlı değil.
Bitcoin madenciliği, bilgisayarların — genellikle yüksek enerji tüketen grafik işlem birimleri (GPU) kullanılarak — blok zincirine işlemleri ekleyip her birini “iş ispatı” (proof of work) yöntemiyle doğruladığı bir süreç. Bu doğrulama karşılığında “madenciler”, sürece katkıda bulundukları hesaplama gücü oranında Bitcoin ödülü kazanma şansına sahip oluyor.
Madencilik sırasında her GPU, yüzlerce karmaşık matematiksel denklemi çözen yüksek güçlü bir hesap makinesine dönüşüyor. Bitcoin madencileri genellikle GPU’larını çalıştırmak için harcadıkları enerjinin maliyetini, elde edecekleri Bitcoin miktarıyla dengelemeye çalışıyor.
Ancak 2009’daki başlangıcından bu yana ilk kez, Bitcoin üretmek için gereken enerji maliyeti, elde edilen Bitcoin’in değerini aşmış durumda. Bu gelişme, Bitcoin sistemine başlangıçtan itibaren yerleştirilmiş olan 21 milyonluk arz sınırı ve madencilik ödüllerinin zamanla azalmasıyla doğrudan ilişkili. Rekabetin artmasıyla birlikte yeni coin üretme oranı da azaldı, bu da madenciliğin ekonomik cazibesini hızla ortadan kaldırıyor.
Günümüzde bir Bitcoin yaklaşık 94.000 dolar civarında işlem görürken, küçük ölçekli madencilik operasyonları için bir Bitcoin üretmenin elektrik maliyeti yaklaşık 137.000 dolara çıkmış durumda. Yani yeni coin üretmek, büyük oyuncular dışında herkes için ekonomik bir yük haline gelmiş durumda. Gizmodo’nun tahminlerine göre, bu büyük yatırımcılarda dahi en verimli üretim koşullarında bir Bitcoin madenciliği maliyeti yaklaşık 82.000 dolar — ancak bu dar kâr marjları da hızla eriyor.
Geçtiğimiz yılın Eylül ayında ise bir Bitcoin üretmenin maliyeti yaklaşık 56.000 dolar seviyesindeydi. Yani bir yıl gibi kısa bir sürede, maliyetlerde astronomik bir artış yaşandı.
Bu gelişmeler, Bitcoin’in neden olduğu servet yoğunlaşmasını daha da pekiştirmesi beklenen bir tabloyu ortaya koyuyor. Başlangıçta “merkez bankalarından bağımsız para özgürlüğü” olarak övülen Bitcoin, kısa sürede ultra zenginler için yeni bir finansal araç haline geldi.
Şu anda dolaşımdaki tüm Bitcoin'lerin neredeyse %99'u en üst %8’lik cüzdanlarda bulunuyor. Daha da çarpıcısı, ilk yüzde birlik kesim, Bitcoin arzının %90’ından fazlasını elinde tutuyor. Oysa Bitcoin’in savunucuları, sistemin “merkeziyetsiz” bir yapıya sahip olduğunu iddia ediyordu.
Gerçekte Bitcoin, hem altyapı olarak — proof of work sistemiyle — hem de geliştiriciler, madenciler ve diğer büyük yatırımcıların oluşturduğu topluluk aracılığıyla merkezi bir şekilde kontrol ediliyor. Söz konusu yapı, Bitcoin’in bir spekülatif varlık olarak “görünmez bir el” tarafından yönlendirildiğini ve kısa sürede zengin olma umuduyla yeni bir varlık oyununa dönüştüğünü ortaya koyuyor.
Tüm bu gelişmelerin ardından, bir dönemin libertaryen ekonomik ütopyası, yerini şu gerçeğe bırakmış durumda: Bitcoin artık sadece bir avuç kripto oligarşisinin çıkarına çalışan, kâr getirmeyen bir enerji tüketim makinesi haline geldi. Belki de gerçek dijital devrim, yol boyunca uzaklaştığımız dostluklardı.