Yapay Zeka
14/2/2025
Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri, Paris'te düzenlenen küresel zirvede imzalanan uluslararası yapay zeka (YZ) anlaşmasına katılmayı reddetti. Fransa, Çin ve Hindistan da dahil olmak üzere onlarca ülkenin imzaladığı bildirgede, YZ'nin geliştirilmesine yönelik "açık", "kapsayıcı" ve "etik" bir yaklaşım benimsenmesi taahhüt edildi.
Birleşik Krallık hükümeti yaptığı kısa açıklamada, küresel yönetişim ve ulusal güvenlik konularındaki endişeler nedeniyle bildirgeyi imzalamadığını belirtti. ABD Başkan Yardımcısı JD Vance ise Paris'teki delegelere yaptığı konuşmada YZ’nin aşırı düzenlemeye tabi tutulmasının "yeni yükselen bir sektörü daha başlangıç aşamasındayken öldürebileceği" uyarısında bulundu.
Vance, YZ’nin "Trump yönetiminin ziyan etmeyeceği bir fırsat" olduğunu vurgulayarak, "Büyümeyi teşvik eden YZ politikaları güvenlikten daha öncelikli olmalıdır." dedi. Bu açıklamalar, Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un YZ’nin düzenlenmesi gerektiğine dair savunduğu görüşlerle çelişiyor.
Macron, zirvede yaptığı konuşmada "YZ'nin ilerleyebilmesi için bu kurallara ihtiyacımız var" diyerek daha sıkı düzenlemelerin gerekliliğini vurguladı.
Birleşik Krallık, daha önce YZ güvenliğini ön planda tutan ülkelerden biri olarak öne çıkmıştı. Eski Başbakan Rishi Sunak, Kasım 2023’te dünyanın ilk YZ Güvenlik Zirvesi’ni düzenleyerek bu alanda uluslararası iş birliğini teşvik etmeye çalışmıştı. Birleşik Krallık hükümetinin Paris deklarasyonunu imzalamaması, bu duruşunu tehlikeye atabileceği yönünde eleştirilere neden oldu.
Bağımsız doğrulama kuruluşu Full Fact’ın YZ bölümü başkanı Andrew Dudfield, bu kararın ülkenin YZ alanındaki liderlik konumunu riske attığını belirterek, "Bugün açıklanan Uluslararası YZ Eylem Bildirgesi’ni imzalamayı reddederek Birleşik Krallık hükümeti, güvenli, etik ve güvenilir YZ inovasyonu konusundaki itibarını zedeliyor." dedi.
Öte yandan, ülkedeki YZ sektörünü temsil eden ticaret birliği UKAI, hükümetin kararını destekledi. UKAI CEO’su Tim Flagg, "Çevresel sorumluluk elbette önemlidir. Ancak YZ sektörünün artan enerji ihtiyacıyla bu sorumluluğun nasıl dengeleneceğini sorguluyoruz" diyerek hükümetin bildirgeyi imzalamama kararını temkinli bir şekilde memnuniyetle karşıladıklarını ifade etti. Flagg, "Bu kararın hükümetin, UKAI'nin uzun süredir savunduğu daha pragmatik çözümleri değerlendirmeye açık olduğunun bir göstergesi olduğunu düşünüyoruz. Bu aynı zamanda ABD ile yakın iş birliği içinde kalma fırsatlarını da koruyacaktır." dedi.
60 ülkenin imzaladığı bildiri, YZ'nin erişilebilirliğini artırarak dijital uçurumları kapatma ve teknolojinin "şeffaf", "güvenli", "emniyetli ve güvenilir" şekilde geliştirilmesini sağlama hedefini ortaya koyuyor. Ayrıca, "YZ'yi insanlar ve gezegen için sürdürülebilir hale getirme" vurgusu bildirinin öncelikleri arasında yer alıyor.
İlk kez bir zirvede YZ’nin enerji tüketimi konusunun da tartışıldığı belirtiliyor. Uzmanlar, YZ'nin enerji tüketiminin önümüzdeki yıllarda küçük ülkelerin tüketimi kadar artabileceği konusunda uyarıda bulunuyor.
Ada Lovelace Enstitüsü’nden Michael Birtwistle, hükümetin bildirgeye neden karşı çıktığının net olmadığını belirterek, "Zirve deklarasyonuna baktığımızda hükümetin tam olarak hangi noktada anlaşmazlık yaşadığını belirlemek zor görünüyor." dedi.
Birleşik Krallık hükümeti ise yaptığı açıklamada, bildirgenin büyük bir kısmına katıldığını ancak bazı önemli unsurların eksik olduğunu savundu. Hükümet sözcüsü, "Bildirge, küresel yönetişim konusunda yeterince pratik bir netlik sunmuyor. Ayrıca YZ’nin ulusal güvenliğe oluşturduğu zorluklarla ilgili daha zor sorulara yeterli şekilde değinmiyor." dedi.
Hükümetin, Paris YZ Eylem Zirvesi'nde sürdürülebilirlik ve siber güvenlikle ilgili diğer anlaşmalara imza attığı da belirtildi.
Downing Street, bu kararın ABD’nin etkisiyle alınmadığını, tamamen Birleşik Krallık’ın ulusal çıkarlarına odaklandıklarını belirtti. Hükümet sözcüsü, "Bu ABD ile ilgili değil. Bu tamamen ulusal çıkarlarımızla ilgili. Önemli olan fırsat ve güvenlik dengesini sağlamak." dedi.
Zirve, YZ’nin toplum, çevre ve küresel yönetişim üzerindeki etkilerinin tartışıldığı geniş kapsamlı oturumlara ev sahipliği yaptı. Politika yapıcılar, teknoloji liderleri ve diplomatlar, YZ inovasyonunun ekonomik faydalarını en iyi şekilde nasıl değerlendireceklerini ve aynı zamanda bu teknolojinin oluşturduğu riskleri nasıl ele alacaklarını masaya yatırdı.
Zirve, Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un sosyal medyada kendisinin popüler film ve dizilere eklenmiş mizahi deepfake videolarını paylaşmasıyla başlamıştı.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, "Bu zirve eyleme odaklanıyor ve şu anda ihtiyacımız olan şey tam olarak bu." diyerek YZ düzenlemelerinin kaçınılmaz olduğunu vurguladı. Avrupa’nın zirvede savunduğu yaklaşımın inovasyonu ve iş birliğini teşvik edeceğini belirten von der Leyen, "Açık kaynak teknolojisinin gücünü benimsemeliyiz." dedi.
Toplantı, ABD ile Avrupa arasındaki ticaret gerilimlerinin tırmandığı bir dönemde gerçekleşti. ABD Başkanı Donald Trump, çelik ve alüminyum ithalatına ek gümrük tarifeleri getirme kararı alarak Birleşik Krallık ve Avrupa Birliği’ni etkileyen yeni bir ekonomik hamle yaptı.
Birleşik Krallık hükümetinin şimdilik doğrudan bir misilleme yapmayacağı, Trump yönetimiyle iyi ilişkileri sürdürmeye çalışırken aynı zamanda Avrupa Birliği ile bağlarını güçlendirmeye yönelik dikkatli bir strateji izlemeye devam edeceği belirtiliyor.