Bilim ve Dünya

25/11/2025

Bilim İnsanları Anksiyetenin Kaynağını Tespit Etti ve Tersine Çevrilebileceğini Öne Sürüyor

Anksiyete, dünya genelinde yüz milyonlarca insanı etkileyen yaygın bir sorun. ABD’de 40 milyondan fazla yetişkin ile 4 milyon çocuğu etkileyen anksiyete, bazı psikologlar tarafından salgın düzeyinde görülüyor. Karanlık haber akışları ve tetiklediği kesintisiz ekran kaydırma alışkanlıkları, anksiyetenin yükselmesine neden oluyor ancak günlük yaşamdaki stres faktörleri ve sosyal medya etkileri yoğun olsa da anksiyetenin nörobiyolojik kaynağı uzun süre belirsiz kaldı.

Bilimsel literatürde anksiyetenin beyinde hangi bölgeden kaynaklandığına ilişkin bazı ipuçları mevcuttu. Amigdalanın aşırı uyarılması, stres karşısında inflamatuar yanıtı etkinleştiriyor. İnflamasyon, anksiyete ve depresyon gibi sık karşılaşılan birlikte seyreden durumların altında yer alıyor. Stres, serotonin ve epinefrin gibi nörotransmitterlerin işleyişini de bozuyor. Antidepresanların nörotransmitter seviyelerini artırarak etkili olmasının nedeni de bu mekanizma ile ilişkili fakat tabloyu tamamlayan kritik bir bağlantı eksikti.

İspanya’nın San Juan de Alicante kentindeki Sinirbilimleri Enstitüsü’nden nörobilimci Juan Lerma, söz konusu eksik bağlantıyı araştırdı. Lerma ve ekibi, tek bir genin aşırı ifade edilmesinin amigdalanın dengesini bozarak beyni sürekli tetikte tuttuğunu ortaya çıkardı. Grik4 geni, merkezi sinir sisteminde nörotransmitter görevi gören ve nöronları uyaran bir proteini kodluyor. Genin aşırı ifade edilmesi ise nöral aşırı uyarılmaya yol açabiliyor. Lerma, ekstra Grik4 kopyaları taşıyacak şekilde genetiği değiştirilmiş farelerin amigdala bölgesindeki belirli nöronların hedeflenmesi halinde ne olacağını incelemek istedi.

Lerma, çalışmada yer alan ifadesinde şunları söylüyor: “Amigdala, özellikle aşırı aktivitesi nedeniyle, anksiyete ile güçlü şekilde ilişkilendiriliyor.” Ayrıca “Grik4 genini aşırı ifade eden farelerde anksiyete, depresyon, sosyal bozukluklar ve amigdala uyarılabilirliğinde bozulma gözleniyor.” değerlendirmesini yapıyor.

Araştırma kapsamında Lerma, Grik4 seviyelerini amigdalanın bazolateral çekirdeğinde dengeleyen enjeksiyonlar uyguladı. Önceki çalışmalar, stres sonrası öğrenme sürecini düzenleyerek stresin aşılmasına katkı sağlayan bu bölgenin kritik rolüne dikkat çekiyordu. Bazolateral çekirdekte yer alan piramidal nöronlar, bilişsel işlevlerin önemli bir kısmında rol alan ve beyin aktivitesini artıran hücreler olarak biliniyor. Ekip, aşırı uyarılmaya yatkın oldukları için bu nöronlara odaklandı.

Grik4, amigdalanın tüm bölgelerinde ifade ediliyor. Fakat bazolateral amigdala nöronlarında ifade seviyesinin yükselmesi, amigdalanın merkezi çekirdeği ile olan iletişimi bozuyor. Özellikle centrolateral amigdala olarak bilinen ve sinir impulslarını başlatan nöron grubuyla olan bağlantılar etkileniyor. Nöral sinyal iletimi sırasında mesaj nöron boyunca ilerliyor, sinapsta nörotransmitter salınıyor ve sinyal bir sonraki nörona aktarılıyor. Grik4 seviyelerinin normale çekilmesi, bazolateral amigdala ile centrolateral amigdala arasındaki iletişimi yeniden düzenledi.

Araştırmada anksiyete, depresyon ve sosyal etkileşim düzeyleri davranış testleri ve elektrofizyolojik ölçümlerle değerlendirildi. Grik4 fazlalığına sahip fareler tedaviden önce kapalı alanlara yöneliyor, yabancı farelerle etkileşim kurmaktan kaçınıyor ve sosyal temaslardan uzak duruyordu. Grik4 seviyelerinin dengelenmesi, nöronlar arasındaki iletişimi düzenledi ve anksiyete belirtileri ile sosyal çekilme davranışını tersine çevirdi. Genetik olarak değiştirilmiş laboratuvar farelerinin yanı sıra doğal olarak anksiyeteye yatkın yabani farelerde de olumlu sonuç elde edildi.

Lerma, bulguları “Centrolateral amigdala devresinde belirli ateşleme özelliklerine sahip küçük bir nöron grubunun kritik rolünün ortaya konması, girdi gücündeki küçük değişimlerin devre aktivitesini tersine çevrilebilir şekilde bozabildiğini gösteriyor ve duygudurum bozukluklarının tedavisi için yeni bir hedef sunuyor.” şeklinde özetliyor.

Araştırmanın ilerleyen aşamalarında hipokampus gibi diğer beyin bölgelerinin, anksiyetenin ortaya çıkmasına ya da şiddetlenmesine nasıl katkıda bulunduğunun incelenmesi planlanıyor. İnsanlar üzerinde uygulanabilir tedavi yöntemlerine yönelik fırsatların ilerleyen dönemlerde ortaya çıkabileceği belirtiliyor. Uzmanlar, o zamana kadar derin nefes egzersizlerinin anksiyete düzeylerini hafifletmeye yardımcı olabileceğini ifade ediyor.

Kaynak: https://www.popularmechanics.com/science/health/a69278578/reverse-anxiety-amygdala/