Teknoloji

30/1/2025

Dünyanın İlk “Türbin Duvarı” 107 Milyon Dolar Finansman Desteği Aldı

Dünyanın ilk ‘türbin duvarı’ projesi, Norveçli teknoloji kuluçka merkezi Enova’dan 1,2 milyar Norveç kronu (107 milyon ABD doları) finansman alarak önemli bir aşamaya ulaştı. Yenilikçi konseptin geliştiricisi Wind Catching Systems (WCS), bu büyük destek sayesinde ilk demonstrasyon sahasını 2029 yılına kadar tamamlamayı hedefliyor.

Dünyanın enerji talebi hızla artarken, daha sürdürülebilir enerji kaynaklarına yönelim de giderek ivme kazanıyor. Güneş ve rüzgar enerjisi santralleri büyük bir hızla yaygınlaşıyor. Özellikle uzun kıyı şeritlerine sahip ülkeler için açık deniz rüzgar enerjisi projeleri, kara alanı kullanımını en aza indirdiği için öncelikli tercihler arasında yer alıyor.

Rüzgar enerjisinde yüksek verim sağlamak için üreticiler yıllar içinde türbin boyutlarını büyütmeyi tercih etti. Ancak bu durum, inşaat ve bakım süreçlerinde yeni zorlukları beraberinde getirdi. Daha büyük türbinlerin montajı ve bakımı için büyük ölçekli altyapı, özel gemiler ve yüksek kapasiteli vinçler gerekiyor, bu da enerji üretim maliyetlerini artırıyor.

Tribün Duvarı: Rüzgar Enerjisinde Yenilikçi Yaklaşım

2017 yılında kurulan Wind Catching Systems (WCS), geleneksel tek türbin modeline alternatif olarak daha verimli ve maliyet etkin bir çözüm geliştirmeye odaklandı. Şirketin WindCatcher adı verilen yeni konsepti, tek büyük türbin yerine, birden fazla küçük türbinin duvar benzeri bir düzende konumlandırılmasını içeriyor. Bu yenilikçi tasarım, enerji üretim verimliliğini artırarak daha fazla rüzgar akışından yararlanılmasını sağlıyor.

WCS’ye göre, 1 MW gücündeki küçük türbinlerden oluşan WindCatcher sistemi, geleneksel üç kanatlı rüzgar türbinlerine kıyasla metrekare başına 2,5 kat daha fazla enerji üretebiliyor. Daha küçük boyutları sayesinde, bu türbinler seri üretime daha uygun olup maliyet açısından daha avantajlı bir yapı sunuyor. Ayrıca, herhangi bir türbinin arızalanması durumunda, sistem geri kalan türbinlerle çalışmaya devam edebiliyor. Böylece enerji üretiminde büyük bir düşüş yaşanmadan bakım gerçekleştirilebiliyor. Arızalı türbinin değiştirilmesi için özel gemilere veya büyük vinçlere ihtiyaç duyulmuyor, bu da bakım ve işletme maliyetlerini önemli ölçüde azaltıyor.

İlk Demonstrasyon Sahası ve Gelecek Planları

WindCatcher konseptinin ilk demonstrasyon sahası, Norveç’in Bergen kentinin kuzeybatısında, Øygarden belediyesi dışında, Vestavind’in kuzeyinde kurulacak. Proje, Norveç İklim ve Çevre Bakanlığı tarafından desteklenen Enova’dan finansal yardım alıyor.

Demonstrasyon projesi, 40 adet bir megavatlık (MW) türbin içerecek ve toplamda 40 MW kurulu güç kapasitesine sahip olacak. Bu sistemin yılda 99 GWh enerji üretmesi bekleniyor. Proje, sistemin performansını ve maliyet etkinliğini değerlendirmek için önemli bir adım olarak görülüyor.

Norveç, petrol ve gaz endüstrisindeki uzmanlığını sürdürüyor olsa da, hükümet yenilenebilir enerji sektöründe de güçlü bir konum elde etmek istiyor. Bu amaçla Enova, açık deniz rüzgar projeleri için yenilikçi tasarımlar geliştirme çağrısında bulundu ve dokuz başvuru arasından WCS’nin projesi seçildi.

Enova’nın yüzer açık deniz rüzgar enerjisi kıdemli danışmanı Oskar Gärdeman, projenin potansiyeline vurgu yaparak şunları söyledi: "Wind Catcher Demonstrator’un kullandığı teknoloji büyük bir potansiyele sahip ve projeyi gerçekleştiren şirket, teknolojiyi geliştirmek ve riskleri azaltmak için yıllardır çalışmalar yürütüyor."

Enova CEO’su Nils Kristian Nakstad ise projenin önemine dikkat çekerek şu açıklamayı yaptı: "Bizim rolümüz, teknoloji gelişimini desteklemek ve bu sayede maliyetleri düşürmektir. Böyle heyecan verici bir girişimde birçok oyuncunun öncülük etmek istemesi sevindirici."

Bu finansman desteği, Norveç’te yüzer açık deniz rüzgar enerjisi kurulumlarını hızlandırmayı ve maliyetleri düşürmeyi amaçlıyor. Norveç hükümeti, 2040 yılına kadar 30 GW açık deniz rüzgar enerjisi kapasitesine ulaşmayı hedefliyor.