Elon Musk, İklim Değişikliğiyle Mücadele için Güneş Işığını Azaltan Uydu Kalkanı Önerdi

Dünyanın en zengin insanı, iklim krizi tartışmalarının en tartışmalı fikirlerinden birine dahil oldu: Güneş ışığını azaltarak gezegeni soğutmak. Haftanın başında Elon Musk, X üzerinden paylaştığı bir gönderide güneş radyasyonu yönetimi (SRM) üzerine düşüncelerini aktardı. Bu jeomühendislik tekniği, Güneş’ten Dünya’ya ulaşan ışığın bir kısmının yansıtılarak azaltılmasını amaçlıyor.

Art arda kırılan sıcaklık rekorları ve küresel sera gazı emisyonlarının hedeflerin gerisinde kalmasıyla birlikte SRM, giderek daha fazla “son çare” çözümü olarak görülmeye başladı. Musk, uyduların gezegene ulaşan Güneş ışığını kontrol etmek için kullanılabileceğini söyledi.

Önerilen yöntem, “uzay tabanlı güneş radyasyonu yönetimi” olarak biliniyor ve teoride, Dünya yörüngesine yerleştirilecek aynalar ya da yansıtıcı malzemelerin Güneş ışığını uzaya geri yansıtmasını içeriyor. Söz konusu fikir, iklim bilimi ile uzay mühendisliğini birleştiriyor ve bilim dünyasını ikiye bölmüş durumda.

Musk’ın yorumu kısa olsa da etkisi büyük oldu çünkü SpaceX, dünya yörüngesinde en fazla uyduya sahip şirket konumunda ve onun kalkan fikrini dile getirmesi, SpaceX’in ileride benzeri bir projeye dahil olup olmayacağı yönünde tartışmalar başlattı.

Büyük Hedefler, Daha Büyük Riskler

Musk, Güneş ışığını azaltma fikrini ilk ortaya atan kişi değil. Son yıllarda artan sayıda girişim, gezegenin yüzeyini soğutmaya dönük teknolojileri araştırmaya başladı. Bazıları stratosfere yansıtıcı aerosol enjekte etmeyi, bazıları ise uzaya dev aynalar yerleştirmeyi planlıyor. Bu girişimlerden bazıları milyonlarca dolar yatırım topladı ve iklim teknolojilerinin yeni cephesi olarak görülüyor.

Ancak uzmanlar, bu projelerin henüz hayata geçirilemeyeceğini belirtiyor. Teknik zorluklar, etik kaygılar ve çevresel belirsizlikler nedeniyle SRM hâlâ teorik düzeyde. En temel sorunlardan biri, Dünya’ya ulaşan Güneş radyasyonunun değiştirilmesinin hava sistemlerini nasıl etkileyeceğinin bilinmemesi. Küçük bir hata, yağış düzenlerini bozabilir ya da belirli bölgelerde kontrolsüz soğumaya yol açabilir.

Bir analistin belirttiği gibi, “söylemesi kolay, yapması zor olurdu.” SpaceX’in uzay altyapısı ve dev uydu filosu olsa da, gezegen ölçeğinde bir SRM sistemini uygulamaya koymak bambaşka bir seviye gerektiriyor. Bugün en gelişmiş SRM planları bile büyük ölçüde teorik.

Teknik sınırlamaların ötesinde, jeopolitik sorunlar da belirsizliğini koruyor. “Gezegen ne kadar gölgelenecek? Hangi bölgeler ne kadar soğutulacak? Bu kararı kim verecek?” gibi soruların henüz tatmin edici bir yanıtı yok. Üstelik bir ülkenin girişimi başka bir bölgede kuraklık, sel veya sıcaklık dalgalanmalarına yol açarsa sonuçları kimin üstleneceği de belirsiz.

Bir Milyarderin Yeni Alanı mı?

Eğer SpaceX bu alana girerse, küçük ölçekli girişimlerin etkisi büyük ölçüde gölgede kalabilir. Şirket, 6000’den fazla Starlink uydusu işletiyor ve binlercesini daha devreye alma kapasitesine sahip. Musk sadece konuşarak bile SRM tartışmalarını üst seviyeye taşıdı.

Yine de şu ana kadar SpaceX’in SRM uydu projeleri üzerinde çalıştığına dair bir işaret bulunmuyor. Musk’ın yorumu daha çok zihinsel bir egzersiz olarak yorumlanıyor ancak zamanlama dikkat çekici. Küresel sıcaklık artışının her yıl yeni rekorlar kırdığı ve karbon emisyonlarında ilerlemenin yetersiz kaldığı bir dönemde, en radikal iklim fikirleri bile giderek daha gerçekçi görülmeye başlıyor.

Uzay tabanlı SRM’nin hayata geçirilip geçirilemeyeceği henüz belirsiz ama Musk’ın tartışmaya katılması, konunun uzun süre sahnede kalacağını garantiliyor.

Kaynak: https://interestingengineering.com/space/elon-musk-solar-radiation-management-geoengineering