Bilim ve Dünya
28/10/2025

Bilim insanları saç dökülmesini tedavi etmenin son derece basit bir yolunu keşfetti ve yöntem yalnızca 20 gün içinde etkisini gösterdi. National Taiwan University araştırmacıları, farelerde saç büyümesini yeniden başlatan umut verici, deriye sürülen bir serum geliştirdi. Laboratuvar deneylerinde bu serum, derideki yağ hücrelerini uyararak saç köklerini yeniden oluşturdu. Uzmanlara göre serum, doğal kaynaklı yağ asitleri içeriyor ve cildi tahriş etmiyor. Üstelik reçetesiz satılabilecek bir cilt bakım ürünü formunda insanlar için de uygun hale gelebilir.
Çalışmanın yazarı Profesör Sung-Jan Lin, ürünün erken bir versiyonunu kendi üzerinde denediğini belirterek “Bu yağ asitlerini alkol içinde çözdüm ve üç hafta boyunca uyluk bölgeme uyguladım. Sonuçta saçların yeniden çıktığını gözlemledim.” dedi. Profesör Lin ve ekibi, deri yüzeyinde meydana gelen tahrişin veya zedelenmenin aşırı tüylenmeyi tetikleyebildiğini, bu sürecin hipertrikoz olarak bilindiğini ifade ediyor. İnsanların evrimsel süreçte vücutlarının büyük kısmındaki yoğun kıl örtüsünü kaybettiğini, ancak organizmanın hâlâ “önemli bir yenilenme kapasitesine” sahip olduğunu vurguluyorlar.
Araştırma kapsamında ekip, hem erkek hem de dişi farelerin sırt bölgelerine sodyum dodesil sülfat (SDS) adı verilen bir tahriş edici madde uygulayarak kontrollü biçimde egzama oluşturdu. Yaklaşık 10 ila 11 gün sonra, bu alanlarda milimetrenin çok küçük bir kısmı kadar genişliğe sahip yeni saç köklerinden yeniden tüy çıkmaya başladı. Buna karşılık, egzama oluşturulmayan bölgelerde ya da kimyasal tahriş edici uygulanmamış diğer farelerde aynı dönemde yeniden tüylenme gözlenmedi.

Araştırmacılara göre tahriş edici madde, bağışıklık hücrelerinin farenin derisinin altındaki yağ tabakasına göç etmesine yol açtı. Süreç, yağ hücrelerine sinyal göndererek belirli yağ asitlerini serbest bırakmalarını sağladı. Serbest kalan bu yağ asitleri, saç kökü kök hücreleri tarafından emilerek saç büyümesini tetikledi. Ekip, yayımladıkları makalede “Bu sonuçlar, deri yaralanmasının yalnızca doku iltihabını tetiklemediğini, aynı zamanda saç yenilenmesini de uyardığını göstermektedir.” ifadesini kullandı.
Araştırmacılar, daha sonra kimyasal tahriş olmadan aynı etkinin elde edilip edilemeyeceğini görmek amacıyla oleik asit ve palmitoleik asit gibi farklı yağ asitlerinden oluşan ve alkole çözülmüş serumlar hazırladı. Deneyler, söz konusu karışımların tahriş uygulanmamış deriye sürüldüğünde de saç yenilenmesini teşvik ettiğini ortaya koydu. Ekip geliştirdikleri seruma patent aldı ve şimdi farklı dozajların insan saç derisinde nasıl etki gösterdiğini test etmeyi planlıyor fakat ürünün piyasaya çıkış tarihi ve maliyeti henüz belirsiz.

Profesör Lin, New Scientist dergisine yaptığı açıklamada “Oleik asit ve palmitoleik asit doğal kökenli yağ asitleridir. Bunlar yalnızca vücudumuzdaki yağ dokularında değil, pek çok bitkisel yağda da bol miktarda bulunur. Bu nedenle güvenle kullanılabilirler.” dedi. Ekip, laboratuvar ortamında insan saç köklerine uygulandığında da umut verici sonuçlar elde etti. Lin’in kendi deneyiminde gözlemlediği etkiyle birlikte, araştırmacılar ciddi bir yan etki beklemediklerini belirtiyor.
Bilim insanları, yağ asitlerinin saç büyümesini tetikleyen mekanizmasının henüz geniş bir insan grubunda doğrulanmadığını ve bir sonraki aşamanın bu klinik testler olacağını vurguluyor. Çalışmada şu ifadeye yer veriliyor: “Deneysel sonuçlarımız, tekli doymamış yağ asitlerinin topikal uygulanmasıyla saç büyümesinin aktive olduğunu göstermektedir. Bu maddelerin doğal kökeni ve güvenli kullanım geçmişi, gelecekte saç dökülmesi tedavilerinde önemli bir potansiyel sunduğunu ortaya koymaktadır.”
Tayvan merkezli Schweitzer Biotech Company tarafından yürütülen benzer bir serum geliştirme çalışması da yalnızca iki ay içinde umut verici sonuçlar vermiş durumda. Öte yandan, Madridli araştırmacılar, kök hücrelerin genç saç köklerini kopyalayarak yeni saç folikülleri oluşturma potansiyelini araştırıyor. İnsanlarda uygulanması planlanan bu kök hücre tedavisinin saçlı deriye enjeksiyon yoluyla ve uzman bir sağlık profesyoneli tarafından gerçekleştirilmesi gerekecek.
Günümüzde saç dökülmesine karşı çeşitli tedavi yöntemleri bulunuyor. İlaç tedavileri, lazer uygulamaları ve folikül nakilleri sıkça kullanılıyor. Maalesef, yöntemlerin belirli sınırlamaları da mevcut. Minoksidil ve finasterid gibi kimyasal tedaviler halihazırda ticari olarak erişilebilir durumda ancak depresyondan cinsel işlev bozukluğuna kadar uzanan istenmeyen yan etkiler bildiriliyor.